Milletvekilliği düşürülen Atalay’dan mesaj: Ülkem adına endişe duyuyorum!

Gezi Davası’nda 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen ve AYM’nin iki kez hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararı TBMM Genel Kurulu’nda Bekir Bozdağ tarafından okundu. Kararın ardından, Can Atalay sosyal medya hesabından bir mesaj paylaştı. Atalay şunları ifade etti: “Yurttaşlar, Bu da oldu, bunu da yaptılar. Anayasa’nın açık; hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın seçilmiş Hatay milletvekilinin milletvekilliğini “düşürdüler.” Hukuk tanımazlığın, kuralsızlaşmanın bu boyutlara gelmesine yine de şaşırıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu suça ortak edilebilmesine onun adına üzülüyorum. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duyuyorum. Türkiye, bu kuralsızlık, hukuksuzluk deli gömleğine sığmayacak. Hep beraber göreceğiz. Peki onlar “bitti” dediler diye ben görevimi yapmaya çalışmaktan geri mi duracağım? Asla! “YARINDAN İTİBAREN ANA GÜNDEMİMİZ 6 ŞUBAT” Ülkeme, Hatay halkına, yıkılmış bir kentin ortasında oy kullanan insanlara karşı borçluyum. Zor koşullarda olsa da olanaklarımız çok sınırlı olsa da başta Hatay ve deprem bölgesi olmak üzere; halkımızın, emeği ile geçinen yurttaşlarımızın meramına tercüman olmaya çalışacağım. Eksik ve gediklerimin sorumlusu özgürlüğümü engelleyenlerdir. Başta Hataylılar olmak üzere tüm yurttaşlarımın durumu açıklıkla gördüğüne inanıyorum. Tam bir hafta sonra 6 Şubat. Yarından itibaren ana gündemimiz budur. “MİLLETİN HAKLARINI KORUMAKTAN BİRİNCİ DERECEDEN SORUMLU TBMM BAŞKANI YURT DIŞINA GİTMİŞ!” Uygulamaya bulaşmak istemeyenler, kendini dışında tutmak isteyenler varmış… Uygulamayı bir arayış olarak takdim edenler varmış… Milletvekillerinin haklarını korumaktan birinci dereceden sorumlu olan TBMM Başkanı yurt dışına gitmiş… Başka biçimde takdim etseler de başka yere baksalar da başka yere gitse de, imzaları olmasa da tarihe Anayasa’nın askıya alınmasına ortak olanlar olarak geçecek. Saygılarımla yurttaşlarıma duyururum…”

ABF’den Can Atalay tepkisi: AKP yargısı demokrasiyi ve vicdanlarımızı katlediyor!

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi hakkındaki karar TBMM Genel Kurulunda AKP’li Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından okutuldu. Böylece Can Atalay’ın vekilliği düşürüldü. Karara tepki yağıyor. Yazılı bir açıklama yapan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), “Artık kabuslarımızdan başka kaybedecek bir şeyimiz kalmadı” dedi. “AKP yargısı demokrasiyi ve vicdanlarımızı katletmeye devam ediyor” diyen ABF, şunları kaydetti: “On binlerce yurttaşın oyları ile seçilmiş Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Tarihe kara leke olarak geçen AKP marifetlerinden birine daha tanık olduk. Bu antidemokratik karar ile özü itibarıyla halkın iradesine darbe yapılmıştır. Tarihin her döneminde, en ağır koşullar altında dahi demokrasi ve eşitliği savunmaktan geri durmayan Aleviler bugün de aynı tavrını sürdürecektir. Can Atalay bizim vekilimizdir ve öyle kalacaktır. AKP iktidarı, Madımak’ın tescilli katillerini serbest bırakırken halkın iradesi ile seçilmiş bir hukukçuyu keyfi olarak tutsak ediyor. Hırsını alamayan faşist zihniyet vekilliğini düşürüyor. Bu açıkça hukukun katlidir, adaletin ve vicdanların katlidir. “AKP YARGISI HİTLER’E PARMAK ISIRTMIŞTIR”  Bu yanlıştan vazgeçilmelidir. Can Atalay derhal serbest bırakılarak meclisteki görevinin başına geçmelidir. Bu karar dünya demokrasi tarihinin karanlık lekesi olmuştur. AKP yargısı Hitler’e parmak ısırtmıştır. Biz Aleviler ırkçıların ve şeriatçıların tam karşısında durmaya devam edeceğiz. Herkes için demokrasi, herkes için eşitlik ve özgürlüklerin olduğu bir ülkeyi hep birlikte kuracağız.” PİRHA/ANKARA

Adalet nöbeti ; Dersim’de 100’den fazla tutuklu ailesi var

ESP Dersim İl Örgütü ve tutuklu ailelerinin başlattığı adalet nöbeti ve açlık grevi ikinci gününde. ‘Hapishaneler ve görevlerimiz” konulu söyleşide konuşan İHD Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, “Sürgünler var cezaevlerinde. Mesela Dersim’de tutuklu olan bir insanın Dersim’de ya da Elazığ’da değil de Edirne’ye, Ankara’ya ya da Hakkari’ye sürgünü aslında bir tecrittir” dedi.  “DERSİM’DE 100’Ü AŞKIN TUTUKLU AİLESİ VAR” İki günlük adalet nöbeti ve açlık grevinin temel amacının cezaevlerinde devam eden tecrit, tutsakların karşı karşıya olduğu baskılar ile sorunların çözümüne dair başlatmış oldukları açlık grevlerine ses olmak ve dışarıdaki sesi büyütmek olduğunu belirten Mazgirt Peri (Akpazar) eski belediye başkanı ve tutuklu yakını Orhan Çelebi, söyleşinin açılışında şunları ifade etti: “Bugün burada daha çok hapishanelerdeki tutsaklarımızın sorunları ve bu sorunlara karşı bizim dışarıda ne tür görevlerimiz var, bu görevlerimizi hangi koşullarda, nasıl hayata geçirebiliriz üzerine bir söyleşi yapmak istiyoruz. Dersim’de de yaklaşık yüzü aşkın tutsak ailesi olduğunu biliyoruz. Belki daha fazladır Ve bu ailelerimiz aslında kendi içinde çok güçlü, örgütlü bir bağ kurmuş değiller. Bunları da tartışarak onları nasıl bir araya getirebiliriz, hangi koşulları yaratırsak iç dayanışmamızı güçlendirebiliriz. Sorun şu siyasette ya da başka siyasette olması meselesi değil. Sorun hepimizin ortak sorunu olduğu için de en azından bu ailelerimizin ortak sorunlarını bir araya getirip birleştirmek ve bu çalışmayı güçlü bir mevziye dönüştürmek gibi bir amacımızın da olduğunu söyleyebiliriz.” “CEZAEVLERİNDE 500’DEN FAZLA AĞIR HASTA TUTUKLU VAR” Bugün yüzlerce cezaevinde, onbinlerce insanın katıldığı bir açlık grevi yapıldığını ve bunun cezaevlerinde yaşanan sıkıntıları da dile getirmek için bütünlük içerisinde yürütülen bir açlık grevi olduğunu vurgulayan İHD Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, “Cezaevlerinde yaşanan haksız, hukuksuz uygulamalar çoktur. Sürgünler var cezaevlerinde. Mesela Dersim’de tutuklu olan bir insanın Dersim’de ya da Elazığ’da değil de Edirne’ye, Ankara’ya ya da Hakkari’ye, Van’a sürgünü aslında bir tecrittir. Tecridin boyutları değişiktir. Bu tecritte amaç ailelerinden kopuk olmalarını sağlamaktır. Aileler üzerinde baskı kurmaktır” dedi. Cezaevlerinde şu anda 500’ün üzerinde ağır hasta ve 1000’in üzerinde de hasta tutuklu olduğunun altını çizen Solmaz, şunları dile getirdi: “Hukukun, adaletin, insan haklarının, doğanın, çevrenin yani bir bütün olarak yaşam hakkının askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bu süreci biz dışarıda eğer örgütleyemezsek, baskı unsuru haline getiremezsek ne yazık ki sonuçta ölüm orucuna dönebilecek bir süreç var. Biz bunu dışarıdan baskılarsak, gündeme getirirsek, kamuoyu oluşturursak, aileleri bir araya getirirsek, sivil toplum örgütleriyle bir bütün olarak davranırsak belki bunu o süreçlere evrilmeden ya da o süreçleri yaşamadan, görmeden sonuca erdirmiş olabileceğiz.” “SORUN SADECE İÇERDEKİLERİN DEĞİL BÜTÜN TOPLUMUN SORUNU” Tutuklulara giderek daha fazla tek tek hücre ve disiplin cezaları verildiğini, politik tutsakların arasına adli tutsaklar konarak hani seslerini birbirlerine ulaştırmalarının engellendiğini belirten ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, şunları kaydetti: “Sorun nasıl çözülür? Sorun dışarıdaki politik mücadelemizin büyümesiyle çözülür. Sorun halkların ve işçi sınıfının birleşik mücadelesiyle çözülür. Sorun tutuklu ailelerimizin ve politik kurumlarımızın etrafında kenetlenerek çözülür. Sorun insan hakları örgütlerimizin bütün demokratik örgütlerimizin tabii ki işçi sınıfının, sendikaların bu sorunda taraf olmasıyla çözülebilir. Bu sorun bütün toplumun Türkiye işçi sınıfı ve halklarımızın sorunu. Sadece içerideki tutsakların sorunu değil. “TUTUKLU AİLELERİNİN ÇOK CİDDİ SORUNLARI VAR” Bir diğeri tutuklu ailelerimizin çok ciddi ekonomik sorunları var. Sosyal sorunları var. Tutuklu ailelerimizi dönem dönem yan yana getirmek, ihtiyaçlarını ve sorunlarını dinlemek, içerideki sorunların daha geniş bir kamuoyuna yansıması için mekanizmalar kurmak zorundayız. Gerçekten burada hem birbirlerine dokunmaları, yalnız olmadıklarını hissetmeleri hem içerideki sorunları bize daha kapsamlı anlatmaları, bunun kamuoyuna duyurulması sağlanabilir. Bir diğeri bir dayanışma fonu oluşturmamız lazım. Çoğu insan kendi başına kalmış durumda. Gerçekten çok ağır ekonomik sorunlar var. Bir diğeri dışarıdan içeriye mektup, faks her türlü biçimde sesimizi tutsaklara ulaştırmamız lazım. Şimdi en çok ifade edilen bu. Bir tane selam, bir tane şiir, bir tane merhaba, gerçekten hayati ve kritik.” “İNANCIMIZDA ZULME KARŞI DURMAK VARDIR” Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Dersim Şube Başkanı Ali Ekber Kaya ise şunları belirtti: “Çok söze gerek yok. Gerçekten içerisi çok açık ki dışarısından bir daha örgütlü, daha devrimci. İçerisi dışarısından daha sorumlu, daha görevlerinin bilincinde. Bunu içeride kaldığımız süreçte de çok net yaşadık gördük. Bu mücadeleyi desteklemek için herhangi bir siyasal görüşe sahip olmaya gerek yok. İnsan olmak yeterlidir. Demokrat olmak yeterlidir. Ben bir inanç kurum temsilcisi olarak, bir bütün olarak bizim inancımızda zulme karşı durmak vardır. Zulme uğrayanın yanında olmak vardır. Bu nedenle bu vesileyle de insan olan herkesi, insanım diyen herkesi, yani insanlığını yitirmemiş olan herkesi ve özellikle Alevi toplumunu, çünkü bu bir zulümdür. Bu mücadelenin, bu direnişi yanında olmaya çağırıyorum.” PİRHA/DERSİM

KESK’in yeni eş genel başkanları belli oldu

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 19-20-21 Ocak 2024’te Ankara’da 11. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirmişti. KESK’in yeni MYK üyeleri bugün toplanarak görev dağılımı yaptı. Buna göre konfederasyonunun Merkez Yürütme Kurulu (MYK) görev dağılımı şu şekilde belirlendi: AYFER KOÇAK –  Eş Genel Başkan AHMET KARAGÖZ – Eş Genel Başkan SEVGİ YILMAZ – Genel Sekreter ERDAL KARAKUŞ – Mali Sekreter SEMA PINAR – Eğitim, Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreteri DÖNE GEVHER KOYUN – Kadın Sekreteri ADİL BAHADIR BERDİCİOĞLU – Hukuk, TİS ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri PİRHA/ANKARA

Hatimoğulları: DEM Parti gelecek bu devran dönecek

Partisinin Kadın Parlamento Grubu’nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Kadının adını silmek isteyenlere, bize ‘Siz yoksunuz’ diyen anlayışa karşı bizler vardık, varız, var olacağız, diyoruz. Varlığımızı eşitlik, özgürlük, adalet, barışı tesis ettiğimiz erkek egemen zihniyetinden kurtulduğumuz bir sistemi kurana dek devam edecek ve varlığımız burada büyüyecek” dedi.  Hatimoğılları: “Ben soruyorum AKP Genel Başkanı’na, kayyımları uzaylılar mı atadı, kayyımlar uzaydan mı geldi. Belediyelerimize kayyım atayan onlar değilmiş gibi konuşuyorlar. Halkın siyasi tercihlerine saygı duymayan onlar, yalan söyledikleri zaman yüzleri kızarmıyor. Çünkü bu onların gerçek yüzü. Merak etmeyin, sandıktan çıkan HDP’nin rengine tahammülü olmayanlara karşı 31 Mart’ta kazanacağımız büyük zafer ile onlara yanıt olacağız. Onların yalanları 31 Mart’ta sandıklardan geri dönecek. Yaptıkları bütün siyasi ayrımcılığın, gaspın, kayyım yolsuzluklarının hepsini bizler sandıklardan geri çevireceğiz. Onların belediyeciliğinde hırsızlık var, kayyım atama var, seçme ve seçilme hakkına saygı duymamak, şantiyecilik var, rantçılık var. İşte bu onların yerel yönetim anlayışı. Bizim belediyeciliğimizde ise kadın belediyecilik anlayışı var. Toplumcu, ekolojik, demokratik anlayışı var.  Bizler bunu bu seçimlerden sonra en üst seviyeye taşıyarak bütün dünyaya örnek olacağız.” “DEM GELECEK VE DEVRAN DÖNECEK” “Buradan DEM Parti’yi yeterince tanımayan kadınlara seslenmek istiyorum. Lütfen DEM Parti’nin çalışmalarını tek tek takip edin. DEM Parti kadınların lehine sosyal çalışmaların içinde bulunan neredeyse tek parti, kadınlar böylesi bir partiyi daha çok sahiplenmeli. Kendi sorunlarını dile getiren, yerel yönetim anlayışında kadınları merkezine alan bir anlayışa, kadınlar daha fazla sahip çıkmalıdır. Bugün meclis grubumuzu kadınlarla yaptık. Kadınlar olarak bütün Türkiye dünyaya barış mesajımızı, çözüm talebimizi, yaşadığımız şiddet karşısında yaşam hakkımızı savunmak üzere burada kadınlarla birlikte bütün dünyaya mesajımızı vermek istedik. Kadının adını silmek isteyenlere bizleri siyasetten, sanattan, bilimden, iş yaşamından, felsefeden kopartıp eve hapsetmek isteyen, sadece yemek ve çocuk yapmamızı isteyen, yani bize ‘Siz yoksunuz’ diyen anlayışa karşı bizler vardık, varız, var olacağız diyoruz. Varlığımızı, eşitlik, özgürlük, adalet, barışı tesis ettiğimiz, erkek egemen zihniyetinden kurtulduğumuz bir sistemi kurana dek devam edecek ve varlığımız burada büyüyecek. Dem gelir devran döner, işte bu bizim kampanyamızın yeni sloganı. Dem gelecek ve devran dönecek. Bizler geleceğiz, kadınlar gelecek, gençler gelecek, işçiler gelecek, emekçiler gelecek barış anaları gelecek, DEM Parti gelecek ve bu devran dönecek.” PİRHA/ANKARA

TİP Milletvekili Can Atalay’ın vekilliği düşürüldü!;ERKAN BAŞ: FERMAN SARAYIN, ATALAY HALKINDIR

can atalay tip milletvekili

Tutuklu Milletvekili Can Atalay AYM’nin hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmezken, vekilliğinin düşürülmesi için TBMM’de Yargıtay kararı okundu. TİP Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi hakkındaki karar, Meclis Genel Kurulu’nun bugünkü oturumunda gündeme alındı. Kararın Danışma Kurulu’nda AKP ve MHP’nin önerisi ile gündeme alınmasının ardından CHP kapalı oturum yapılmasını istedi. CHP’nin Kapalı oturum talep ettiği önergesinde, “Konu yalnızca bir milletvekilinin seçme seçilme hakkının engellenmesi değil açık biçimde anayasanın ihlal edilmesi ve yüksek yargı organları arasındaki çatışma üzerinden anayasal düzenin işlemez hale getirilmesidir. Türkiye cumhuriyeti Anayasası’nın ihlali anlamına gelen ülkemizin ve demokratik rejimin geleceğini tehdit eden bu gelişmeyi değerlendirmek üzere kapalı oturum talep ediyoruz” denildi. AKP’li Bekir Bozdağ’ın, kapalı oturum oylaması yapılacağı yönündeki konuşması esnasında  muhalefet milletvekilleri sıralara vurarak durumu protesto etti. Kapalı oturum için izleyiciler ve gazeteciler Meclis genel kurulundan dışarı çıkarıldı. Atalay kararını AKP’li Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ okudu. Kararın okunmasının ardından Atalay’ın milletvekilliği düştü. BAŞ: SİZE BOYUN EĞMEYECEĞİZ TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın okutulduğu TBMM oturumunda yaptığı konuşmada  “Öldürseniz de, vekilliğimizi düşürseniz de size boyun eğmeyeceğiz!” dedi. “TARİHE YÜZ KARASI OLARAK GEÇTİNİZ” Meclis’te bulunan muhalefet milletvekilleri tepki göstererek, “Yazık tarihe yüz karası olarak geçtiniz” dediler. TİP’LİLER SOKAĞA ÇIKIYOR Türkiye İşçi Partisi, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi üzerine yurdun dört bir yanında sokağa çıkacağını duyurdu. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, tutuklu bulunan TİP Milletvekili Can Atalay’la ilgili Yargıtay kararının Meclis’te okunmasına ilişkin olarak, “Mafyada böyle yaparlar, bazen suçlu olduğunu bildiklerini yanlarında tutarlar ve en pis işleri onlara yaptırırlar” dedi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un yurt dışında bulunması sebebiyle koltuğunu geçici süreyle devrettiği TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, cezaevindeki Milletvekili Can Atalay hakkındaki hüküm ile ilgili Yargıtay’dan gelen yazıyı TBMM Genel Kurulu’nda okuttu. Yazının okunması ile Atalay’ın milletvekilliği; Anayasa Mahkemesi’nin iki kez verdiği hak ihlali kararına rağmen düştü. BAŞ: FERMAN SARAYIN, ATALAY HALKINDIR Sosyal medyadan da açıklama yapan Erkan Baş, “Ferman Saray’ın, Can Atalay halkındır. Bizler direneceğiz, kazanacağız. Darbeciler de işledikleri tüm suçların hesabını bir bir verecek. Yanlarına kalmayacak, unutulmayacak. Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmek ‘Ben bu ülkenin anayasa ve kanunlarını tanımıyorum, aklıma ne eserse onu yaparım’ demektir. Bunu karşılıksız bırakmayacağız. Darbecilere karşı ülkemize sahip çıkmak için tüm yurtta sokağa çıkıyoruz. Tüm yurttaşlarımızı davet ediyoruz” dedi. PİRHA/ANKARA

Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?