Adalet nöbeti ; Dersim’de 100’den fazla tutuklu ailesi var

tecrit

ESP Dersim İl Örgütü ve tutuklu ailelerinin başlattığı adalet nöbeti ve açlık grevi ikinci gününde. ‘Hapishaneler ve görevlerimiz” konulu söyleşide konuşan İHD Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, “Sürgünler var cezaevlerinde. Mesela Dersim’de tutuklu olan bir insanın Dersim’de ya da Elazığ’da değil de Edirne’ye, Ankara’ya ya da Hakkari’ye sürgünü aslında bir tecrittir” dedi. 

“DERSİM’DE 100’Ü AŞKIN TUTUKLU AİLESİ VAR”

İki günlük adalet nöbeti ve açlık grevinin temel amacının cezaevlerinde devam eden tecrit, tutsakların karşı karşıya olduğu baskılar ile sorunların çözümüne dair başlatmış oldukları açlık grevlerine ses olmak ve dışarıdaki sesi büyütmek olduğunu belirten Mazgirt Peri (Akpazar) eski belediye başkanı ve tutuklu yakını Orhan Çelebi, söyleşinin açılışında şunları ifade etti:

“Bugün burada daha çok hapishanelerdeki tutsaklarımızın sorunları ve bu sorunlara karşı bizim dışarıda ne tür görevlerimiz var, bu görevlerimizi hangi koşullarda, nasıl hayata geçirebiliriz üzerine bir söyleşi yapmak istiyoruz. Dersim’de de yaklaşık yüzü aşkın tutsak ailesi olduğunu biliyoruz. Belki daha fazladır Ve bu ailelerimiz aslında kendi içinde çok güçlü, örgütlü bir bağ kurmuş değiller. Bunları da tartışarak onları nasıl bir araya getirebiliriz, hangi koşulları yaratırsak iç dayanışmamızı güçlendirebiliriz. Sorun şu siyasette ya da başka siyasette olması meselesi değil. Sorun hepimizin ortak sorunu olduğu için de en azından bu ailelerimizin ortak sorunlarını bir araya getirip birleştirmek ve bu çalışmayı güçlü bir mevziye dönüştürmek gibi bir amacımızın da olduğunu söyleyebiliriz.”

“CEZAEVLERİNDE 500’DEN FAZLA AĞIR HASTA TUTUKLU VAR”

Bugün yüzlerce cezaevinde, onbinlerce insanın katıldığı bir açlık grevi yapıldığını ve bunun cezaevlerinde yaşanan sıkıntıları da dile getirmek için bütünlük içerisinde yürütülen bir açlık grevi olduğunu vurgulayan İHD Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, “Cezaevlerinde yaşanan haksız, hukuksuz uygulamalar çoktur. Sürgünler var cezaevlerinde. Mesela Dersim’de tutuklu olan bir insanın Dersim’de ya da Elazığ’da değil de Edirne’ye, Ankara’ya ya da Hakkari’ye, Van’a sürgünü aslında bir tecrittir. Tecridin boyutları değişiktir. Bu tecritte amaç ailelerinden kopuk olmalarını sağlamaktır. Aileler üzerinde baskı kurmaktır” dedi.

Cezaevlerinde şu anda 500’ün üzerinde ağır hasta ve 1000’in üzerinde de hasta tutuklu olduğunun altını çizen Solmaz, şunları dile getirdi:

“Hukukun, adaletin, insan haklarının, doğanın, çevrenin yani bir bütün olarak yaşam hakkının askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bu süreci biz dışarıda eğer örgütleyemezsek, baskı unsuru haline getiremezsek ne yazık ki sonuçta ölüm orucuna dönebilecek bir süreç var. Biz bunu dışarıdan baskılarsak, gündeme getirirsek, kamuoyu oluşturursak, aileleri bir araya getirirsek, sivil toplum örgütleriyle bir bütün olarak davranırsak belki bunu o süreçlere evrilmeden ya da o süreçleri yaşamadan, görmeden sonuca erdirmiş olabileceğiz.”

“SORUN SADECE İÇERDEKİLERİN DEĞİL BÜTÜN TOPLUMUN SORUNU”

Tutuklulara giderek daha fazla tek tek hücre ve disiplin cezaları verildiğini, politik tutsakların arasına adli tutsaklar konarak hani seslerini birbirlerine ulaştırmalarının engellendiğini belirten ESP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beycan Taşkıran, şunları kaydetti:

“Sorun nasıl çözülür? Sorun dışarıdaki politik mücadelemizin büyümesiyle çözülür. Sorun halkların ve işçi sınıfının birleşik mücadelesiyle çözülür. Sorun tutuklu ailelerimizin ve politik kurumlarımızın etrafında kenetlenerek çözülür. Sorun insan hakları örgütlerimizin bütün demokratik örgütlerimizin tabii ki işçi sınıfının, sendikaların bu sorunda taraf olmasıyla çözülebilir. Bu sorun bütün toplumun Türkiye işçi sınıfı ve halklarımızın sorunu. Sadece içerideki tutsakların sorunu değil.

“TUTUKLU AİLELERİNİN ÇOK CİDDİ SORUNLARI VAR”

Bir diğeri tutuklu ailelerimizin çok ciddi ekonomik sorunları var. Sosyal sorunları var. Tutuklu ailelerimizi dönem dönem yan yana getirmek, ihtiyaçlarını ve sorunlarını dinlemek, içerideki sorunların daha geniş bir kamuoyuna yansıması için mekanizmalar kurmak zorundayız. Gerçekten burada hem birbirlerine dokunmaları, yalnız olmadıklarını hissetmeleri hem içerideki sorunları bize daha kapsamlı anlatmaları, bunun kamuoyuna duyurulması sağlanabilir.

Bir diğeri bir dayanışma fonu oluşturmamız lazım. Çoğu insan kendi başına kalmış durumda. Gerçekten çok ağır ekonomik sorunlar var. Bir diğeri dışarıdan içeriye mektup, faks her türlü biçimde sesimizi tutsaklara ulaştırmamız lazım. Şimdi en çok ifade edilen bu. Bir tane selam, bir tane şiir, bir tane merhaba, gerçekten hayati ve kritik.”

“İNANCIMIZDA ZULME KARŞI DURMAK VARDIR”

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Dersim Şube Başkanı Ali Ekber Kaya ise şunları belirtti:

“Çok söze gerek yok. Gerçekten içerisi çok açık ki dışarısından bir daha örgütlü, daha devrimci. İçerisi dışarısından daha sorumlu, daha görevlerinin bilincinde. Bunu içeride kaldığımız süreçte de çok net yaşadık gördük. Bu mücadeleyi desteklemek için herhangi bir siyasal görüşe sahip olmaya gerek yok. İnsan olmak yeterlidir. Demokrat olmak yeterlidir. Ben bir inanç kurum temsilcisi olarak, bir bütün olarak bizim inancımızda zulme karşı durmak vardır. Zulme uğrayanın yanında olmak vardır. Bu nedenle bu vesileyle de insan olan herkesi, insanım diyen herkesi, yani insanlığını yitirmemiş olan herkesi ve özellikle Alevi toplumunu, çünkü bu bir zulümdür. Bu mücadelenin, bu direnişi yanında olmaya çağırıyorum.”

PİRHA/DERSİM

Facebook
Twitter
LinkedIn
Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?