‘SAZLIKLAR VE SULAK ALANLAR DOĞANIN RAHMİDİR’

Doğal yaşam alanları içerisinde önemli bir yere sahip olan sazlık alanlar binlerce kuş için beslenme, üreme, barınma ve dinlenme alanı olarak kullanılıyor. Ekolojik öneme sahip sazlıklar korunması gerekirken çoğu yerde yakılmaya devam ediyor. Van Gölü havzasında ise ülke genelindeki sazlıkların beşte biri bulunuyor. Buna karşın her dönem sazlıkların yakılmasıyla doğal alanlar ciddi bir tehlike ile karşı karşıya bırakılıyor.

‘SAZLIKLAR VE SULAK ALANLAR DOĞANIN RAHMİDİR’

Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık “Van’ın coğrafi yapısından kaynaklı kişi başına on metrekare orman alanı olması gerekirken maalesef ilimizde bu oran 70 santimdir. Bu bağlamda sazlıkların önemi artıyor.” diyerek şunları söyledi,

“Türkiye’nin beşte bir sazlığı Van Gölü havzasındadır. Van Gölü havzasında olmasından dolayı bizim için daha çok önem arz ediyor. Doğada onlardan daha değerli bir tabiat varlıkları yoktur. Fakat burada çok acı olan bir durum var. Kimse bu değerlerin kıymetini bilmiyor. Maalesef başta yetkili kurumlar, hükümet, devlet yetkilileri olmak üzere değeri bilinmiyor. Sazlık bataklıktır saçmalıklarıyla her gün ya dolgu yapılıyor ya yol yapılıyor ya imara açılıyor ya tarım arazisi için yakılıyor. Böylesi ilkel uygulamalardan dolayı bizim sulak kalanlarımız tahrip edilip yok ediliyor.”

Her sene özellikle sazlıkların kuruduğu dönemlerde neredeyse tamamının yakıldığını belirten Kalçık sazlıkların arıtma özelliğine de dikkat çekerek şöyle devam etti,

“Böylesi bir değerimiz vahşi kapitalist anlayışla, ticari amaçla yok ediliyor. Oysa gerçekten parayla pulla alınmayacak kadar değerliler. Faydaları saymakla bitmez bu bölgede orman olmadığından dolayı bizim oksijen kaynaklarımızdır. Bir başka önemli özelliği de Van Gölü havzasında dokuz ilçe iki il ikamet ediyor. Bunların çoğunda arıtma yok ve ayrıca 111 tane akarsu Van Gölü’ne gidiyor. Bunların bütün ileri biyolojik arıtma görevini bu sazlıklar yapıyor.”

‘SAZLIKLARI KORUYACAK HER TÜRLÜ ÖNLEM ALINMALI’

Sazlıkların Van Gölü için yok edilemez bir önemde olduğunu belirten Kalçık sazlıkların aynı zamanda birçok canlıya ev sahipliği de yaptığını belirterek yetkililerin de bu noktada önleyici tedbirler alması gerektiğini ifade etti. Kalçık son olarak şunları söyledi,

“Biz doğanın efendisi sahibi değiliz. Bir kurbağa gibi, yılan gibi, ayı gibi, domuz gibi onun ne kadar hak varsa biz de o kadar hak sahibiyiz. Böylesi olağanüstü bir varlığın yakılıyor olmasının veyahut da dolgu yapılıyor olmasının, tahrip edilmesinin hiçbir mantığı, hiçbir haklı gerekçesi olmaması gerekir. Ama maalesef buna göz yumuluyor.”

Hakan KİZİR

Facebook
Twitter
LinkedIn
Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?