İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, Filistin’deki saldırılarda olduğu gibi Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılara da karşı çıkılması ve barış talebinin yükseltmesi gerektiğini belirtti.
Hak savunuculuğunda ayrım yapmaksızın ses çıkartılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Şu an Türkiye’nin Rojava bölgesine yönelik yaptığı askeri operasyonlar hem dünya hem de Türkiye’deki barış talebinde bulunanlar açısından turnusol kâğıdı görevi görüyor. Evet, biz dünyanın hiçbir yerinde savaşların olmaması gerektiğini düşünüyoruz ama burada bir ayrım ortaya koymamak gerekiyor. İsrail’in, Filistinli yurttaşlara yönelik gerçekleştirdiğini nasıl kınıyorsak, yine Hamas’ın İsrailli sivillere yönelik gerçekleştirdiği eylemleri nasıl kınıyorsak, aynı şekilde Rojava’da yaşanan can kayıplarını, sivil yurttaşlara yönelik eylemleri de aynı şekilde tepki göstermemiz ve barış talebini yükseltmemiz gerekiyor. Muhalefetin de, bu konuda talepleri olan insanların da, herhangi bir kaygı gütmeden Suriye’ye, Rojava’ya yönelik gerçekleştirilen eylemlere ses çıkarması gerekir” dedi.
Rojava’da sivillere yönelik saldırılara karşı tepki gösterilmesinin “Bu insan hakları mottosudur” diyen Yılmaz, şunları söyledi: “Burada Filistin’i savunmak çok kolay, herkes burada Filistin halkıyla dayanışma içerisinde olduğunu söylüyor. Ama birebir aynı konumda olan Rojava’da yaşayan halklar açısından bir tepki ortaya koymak aslında insan hakları savunucusu, barış yanlısı olup, olmadığınızı ortaya koyuyor. Burada kişisel kaygılardan, maruz kalabileceğimiz tehditlerden bağımsız bir şekilde bildiğinizi, gördüğünüzü ve gerçek olanı eleştirmek gerekir. Bu konuda devletin yapıcı politikalara dönmesi gerektiğini belirtmek gerekir. Gerçekten hak savunuculuğu ve demokratlığın göstergesi bunlardır.”
BM’nin suskunluğuna karşı barış isteyenlerin ses yükseltmesi gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, İHD ve insan hakları savunucuları olarak çatışma yerine diyalog ve müzakere yöntemlerinin gündeme gelmesi çağrısında bulunduklarını söyledi. Yılmaz, “Türkiye içerisindeki çatışmaların ve can kayıplarının sınır ötesi operasyonların sona ermesi ve tekrardan barış ikliminin konuşulabilmesi için neler yapılabileceğini sürekli bir şekilde kamuoyuyla paylaşıyoruz. Biz her koşulda OHAL’de de, aktivistlerimiz gözaltına alınıp tutuklandığı zamanda da bu sözleri söylemekten geri durmadık, bundan sonra da barışın sağlanması için, sivil ölümlerin, sivil alanların çatışma bölgesi olmaktan çıkması için, gerçek anlamda bir barışın tesis edilebilmesi için elimizden gelen tüm çalışmaları yapacağız. Bunu yaparken de herkesin cesur olması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz” diye konuştu.
MA / Eylem Akdağ