Dersim-Pülümür yolunda heyelan meydana geldi

Dersim’i Pülümür’e bağlayan 66 kilometrelik karayolunda, Pülümür’e 2 kilometre kala bir heyelan meydana geldi. Toprak kayması sonucu oluşan taş ve toprak molozları Karayolları ekiplerince temizlendi. Her yıl ilkbahar ve sonbaharda meydana gelen heyelanlar, karayolundan geçen sürücüler ve yurttaşlar için tehlike arz ediyor. Özellikle Dersim-Ovacık ve Dersim-Pülümür karayolları, dik yamaçlara sahip olması sebebiyle bu tehlikelerin en çok yaşandığı yolların başında geliyor. PİRHA/DERSİM

PSAKD Bornova’dan dayanışma kahvaltısı: Alevileri teslim alma planını bozacağız

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) İzmir/Bornova Şubesi, düzenlediği dayanışma kahvaltısında Gağan’ı kutladı. Bornova’da bulunan Sırrı Aydoğan Kültür Merkezinde gerçekleşen dayanışma kahvaltısına Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ege Bölge Sorumlusu Kemal Yıldız, Alevi kurum/cemevi temsilcilerinin yanı sıra siyasi parti temsilcileri katıldı. Çok sayıda yurttaşın katıldığı etkinlik Gağan’ın temsili karakteri olan Kalo Gağan ve Fadikê’nin davul zurna eşliğinde canlandırıldığı performans büyük ilgi gördü. ÇEDES ELEŞTİRİSİ Açılış konuşmasını yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bornova Şube Başkanı Barış Çelik, Alevilerin eşit yurttaşlık mücadelesine vurgu yaptı. ÇEDES projesini eleştiren Çelik, “Demokratik bir ülkede toplumlar hangi haklara sahipse, Aleviler de bu temel haklarını yurttaşlık bağlamında aynı derecede talep etmektedir. Örneğin ‘Alevilerin anayasal olarak varlığının resmen tanınması’ bu anlamda bir başlangıçtır. Bu yıl ÇEDES adı altında bir proje geliştirerek Alevi çocuklarına zorunlu din dersinin yanında birde okullara imam veya öğretmen yeterliliği olmayan kişilerce ahlak adında dersler verilmek istenmektedir. Alevi Bektaşi Federasyonu olarak bizler bu projenin kaldırılmasını talep etmekteyiz. Diyanet dayatmasından vazgeçilip, inançların sivil hayata bırakılmasını, kurulan Alevi Bektaşi Başkanlığı’nı da kabul etmediğimizi devletin bizleri kendine göre şekillendiremeyeceğini belirtmek isterim” dedi.   ASLAN: TESLİM ALMA PLANINA TESLİM OLMAYACAĞIZ Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan ise AKP’nin Alevilere yönelik asimilasyon hamlelerine tepki gösterdi. Aslan, Alevi toplumun teslim alma planına teslim olmayacağını dile getirerek, “Her geçen gün dayanışmaya mücadeleye etmeye ihtiyaç var. Tekçi, ırkçı, yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Demokrasiden, laiklikten, özgürlükten yana olan bizler birlikte mücadeleyi etmeyi başarmak zorundayız. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet’in müdürlüğü gibi hareket ediyor. AKP eğitim sistemini medreseye dönüştürüyor. Bizim cumhuriyet ile bir derdimiz var; oda cumhuriyetim demokratikleşmesidir. Herkesin kendi dili, inancı, rengi ile yaşayabileceği bir cumhuriyet istiyoruz. Bu ülkeyi şeriata götüren bu iktidara bir ders vermek zorundayız. Aleviler üzerinde bir oyun bar ve iktidar tüm sinsi planlarını uygulamaya koyuyor. Alevi pirlerini para ve iş ile terbiye etmeye, teslim almaya çalışıyorlar. Bilsinler ki onlara boyun eğmeyeceğiz, daha güçlü önlerine duracağız ve oyunlarını bozacağız” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Gağan’ın temsili karakteri olan Kalo Gağan ve Fadikê’nin davul zurna eşliğinde canlandırıldığı performans sergilenirken, etkinlik müzik dinletisi ile son buldu. PİRHA/İZMİR

Ovacık yolunda kaza; dağdan düşen kaya parçası kamyonun içine girdi

Dersim-Ovacık karayolunda, Ovacık yönünden gelen 23 BU 109 plakalı kamyona, Torunova mevkiinde, dağdan kopan bir kaya parçası isabet etti. Aracın ön camından girenkaya parçası sonucu sürücünün yanındaki Ekber Soylu isimli yolcunun bacakları kırıldı. Yurttaşların haber vermesi üzerine bölgeye ambulans ve jandarma ekibi sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan yaralı Ekber Soylu, daha sonra ambulansla Dersim Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Özellikle yağışlardan sonra sık sık devasa kayaların düştüğü Ovacık yolunda, kaya düşmesini engelleyici önlemlerin alınmaması yurttaşların şikayet etmelerine sebep olurken yollarda artan kazalar tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne seriyor. PİRHA/DERSİM

Gazeteci Müftüoğlu açlık grevinde

Açlık grevine girdiğini duyuran DFG’nin Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, “Mesleki faaliyetleri kriminalize edilerek hapsedilen bir gazeteci olarak sessizliğe karşı sesimi yükseltiyorum” diye kaydetti. İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü talebiyle hapishanelerde politik tutukluların başlattığı açlık grevi eylemi 63’üncü gününde. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu da açlık grevine girdiğini duyurdu. Avukatları aracılığıyla greve başladığını duyuran Müftüoğlu, eylemini 5 Şubat’a kadar sürdüreceğini belirtti. ‘HERKESİ SES YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUM’ Müftüoğlu’nun mesajı şöyle: “Düşünen, konuşan, gerçekleri yazan herkesin hapsedildiği bir Türkiye gerçekliğinde yaşıyoruz. Aslında hapsedilen, tecrit edilenin hakikat olduğunu biliyoruz. Tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi devam ediyor. İfade özgürlüğüne, hakikate, demokrasiye, özgürlüklere uygulanan tecrit ve yok sayma kaynağını İmralı Cezaevi’nde sürdürülen politikadan alıyor. Tüm bu karanlığın dağılması için tecridin kırılması gerekiyor. Ben de mesleki faaliyetleri kriminalize edilerek hapsedilen, hukuksuzluğun sonuçlarını bizzat yaşayan bir gazeteci olarak yaratılan sessizliğe karşı sesimi yükseltiyorum. Hakikat karanlıkta kalmasın diye herkesi de ses yükseltmeye çağırıyorum.” MA

Santa Maria Kilisesi’ne saldırı: 1 ölü

İstanbul Sariyer’de Santa Maria Kilisesi’nde pazar ayinine dönük saldırıda bir kişi hayatını kaybetti. İstanbul’un Sarıyer ilçesinde bulunan Santa Maria Kilisesi’ne pazar ayininde kar maskeli 2 kişi tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Kar maskeli iki saldırgan, ayin sırasında kiliseye girerek ateş açtı. Kilisede bulunanlar saldırı sırasında korunmak için kendilerini yerlere attılar. Saldırı sırasında başından vurulan bir kişi hayatını kaybetti. BAKAN YERLİKAYA’DAN AÇIKLAMA İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, saldırıya dair sanal medya hesabı X’ten açıklama yaptı. Yerlikaya, saat 11.40 sıralarında yaşanan saldırıda ayine katılanlar içinde bulunan C.T.’nin hayatını kaybettiğini belirtti. MA/İSTANBUL

DEM Parti’den Dersim açıklaması: ‘Biz kurduk siz de gelin’ şeklindeki bir yaklaşım müzakereleri güçleştirir.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, merak edilen kentlere dair çalışmalarının sürdüğünü belirterek, halk oylaması yapılan yerlerin adaylarının 29 Ocak’ta tanıtılacağını açıkladı. Doğan, Dêrsim’e dair ise, “Dêrsim, DEM’siz olmaz ve DEM’den kopartılamaz” dedi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin dünden bu yana devam eden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına dair partinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Kobanê’nin özgürleştirilmesinin 9’uncu yıl dönümüne değinen Doğan, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Kobanê düştü düşecek” sözlerine dikkat çekti. Doğan, “Bunlara inat Kobanê’nin IŞİD karanlığından kurtuluşunun 9’uncu yıldönümü. DEM Parti olarak bunu hatırlatarak, bu aydınlığı bize müjdeleyenleri anarak ve onlara tekrar ne kadar minnettar olduğumuzu söyleyerek başlamak istiyorum. Kobanê, yıl dönümü tüm halklara kutlu olsun” dedi. ADAY TANITIMI 29 OCAK’TA  Kurdistan kentlerinde yapılan halk oylamasına dikkati çeken Doğan, “Bu süreç tamamlandı. Kürt illerinde doğrudan bir demokrasi örneğiyle gerçekleşen bu ön seçimlerde daha önce de söylemiştik; yalnızca belediye eş başkanlarımızı adaylarımızı seçmedik, il meclis üyelerimiz de oylandı ve karar tamamen yerele bırakıldı. Sandıktan çıkan sonuçlara saygılı olacağımızı, bu sonuçları kabul edeceğimizi, gelen itirazı değerlendireceğimizi, usulsüzlük tespit edildiğinde de gerekli yerlerde kurulu ilgili mekanizmaları devreye koyarak bu itirazları ve usulsüzlükleri dikkate alarak yine yerelin inisiyatifine kararı bırakacağımızı söylemiştik. Biz üstümüze düşeni yaptık, halklar üstlerine düşeni yaptı. Adayları tanıtmak üzere hazırlıklara başladık. Bu tanıtım toplantısı da 29 Ocak’ta Amed’de yapacağız. Hem ön seçimde çıkan adaylarımız hem de bazı yerlerde ön seçim koşullarının olmadığı ve eğilim yoklamasıyla belirlenen seçim bölgelerimizdeki adayları da ayın 29’nda Amed’de tanıtacağız” diye konuştu. Doğan, “Kent uzlaşısıyla böyle bir halk oylamasını ilk defa yapıyoruz ve o yüzden eksikliklerimiz olabilir dedik. Ciddi bir yerel demokrasi deneyiminden bahsettik. Eleştiri, öneri ve eksiklikleri, aksaklıkları duyan, buna değer veren bir siyasi parti geleneğinden gelen emin olun DEM Parti için tespitleriniz yol gösterici olacaktır” diye kaydetti. MERAK EDİLEN KENTLER Doğan, İstanbul gibi merak edilen kentlere dair stratejilerine de değindi. Doğan’ın açıklamaları şöyle: “2019 yerel seçimlerinden farklı olarak 2024 yerel seçimlerindeki mottomuz kazandırmak ya da kaybettirmek değil, kazanmak. İstanbul, Adana, Muğla, Aydın, Kars, Mersin, Hatay, Dêrsim; bunlar özellikle seçtiğimiz iller değil, ama bunlar kamuoyunda en çok merak edilen iller. İstanbul’da DEM Parti ne yapacak, Adana’da ne yapacak, Muğla’da ne yapacak, Kars’ta ne yapacak, Mersin’de ne yapacak, Hatay’da ne yapacak, Dersim’de ne yapacak? Biz de kamuoyunun merak ettiği bu durumu daha önce de açıkladığımız üzere yani parti olarak alacağımız pozisyonun dengeleri ne oranda nasıl değiştirebileceğinin farkındayız. Dolayısıyla böyle bir ciddiyet ve böyle bir sorumlulukla çalışıyoruz. Çok büyük bir titizlik ve hassasiyetle çalışılıyor. Bu seçim bölgelerine ilişkin çalışmalar ve tartışmalar tüm hızıyla sürüyor. Tüm seçenekler değerlendiriliyor. Ayrıca Kent Uzlaşısı kapsamında güç birliği çalışmalarımız da devam ediyor. Şu ana kadar buralara ilişkin epeyce yol alındı. Fakat belirleyici güç olduğumuzun farkında olarak, ince eleyip sık dokuyarak, halkların kazanacağı seçenekleri gözeterek yol alıyoruz. Diğer yerlerde de eğilim yoklamasıyla aday belirleyeceğimiz yerlerde de çalışmalarımız sürüyor. DÊRSIM DEM’SİZ OLMAZ En geniş güç birliğinden yana bir parti olarak çok yönlü görüşmelerimiz sürerken, Dersim’e ilişkin bir açıklama geldi. Şunu biliyoruz ki, Dersim, DEM’siz olmaz; DEM, Dersim’siz olmaz. Dersim, DEM’den; DEM, Dersim’den kopartılamaz. Dersim’de EMEK Partisi, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Emek ve Özgürlük Cephesi, Türkiye İşçi Partisi, 31 Mart Yerel Seçimlerinde ittifak kurmak için bir çalışma kararı aldıklarını açıkladılar. Bizim bu esnada görüşmelerimiz sürüyordu, bunun tekrar altını çiziyorum. Biz DEM Parti olarak Kent uzlaşısı stratejisi temelinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yine tekrar ediyorum, en geniş güç birliğini oluşturmayı hedefleyerek, bu çalışmaları sürdürüyoruz. Dersim de bu iller içerisinde, bizim için özel bir öneme sahip. Çünkü Dersim hatırlayalım bir önceki dönem kayyımla elimizden alınmış illerimizden biridir. Hal böyleyken ortaya çıkan son fotoğraf, yani Dersim İttifakı olarak adlandırılan ve açıklanan bu yan yana geliş kamuoyunda haklı bazı sorulara neden oldu. Açıklamayı yapan siyasal yapılar, bunun en demokratik ittifak olduğunu söyleyerek, herkesi oraya davet ettiklerini de ifade ettiler. ‘Biz kurduk siz de gelin’ şeklindeki yaklaşımının, bu çalışmaları güçlendirmediğini ve ortaklaşmayı baypas ettiğini ifade etmek gerekir.” BAŞAK DEMİRTAŞ SORUSU  Doğan, Başak Demirtaş’ın İstanbul’da olası adaylığına dair soruya şu yanıtı verdi: “Başak Demirtaş bizim yoldaşımız. 14-28 Mayıs seçimlerinde sahalarda seçimler için çalıştı. Başak Demirtaş bir yerden siyasete dahil olmak isterse elbette bu DEM Parti’dir. Aksi şaşırtıcı olurdu bence. Başak Demirtaş’ın kendisi de net bir şekilde ifade ediyor zaten, ‘partimizden bana böyle bir öneri gelmedi diyor ama partimizden bana bir öneri gelirse ben hazırım’ diyor. Başak Demirtaş’ın orada şöyle bir vurgusu var; ‘Barış ve demokrasinin önünü açacağımıza inanırsak ve bunun için bir sorumluluk düşerse hazırım’ diyor. Sevgili Başak Demirtaş’ın aday olma ihtimaline ilişkin bir açıklama, şaşırtıcı bir açıklamaymış gibi tartışılıyor. Bir gün siyaset yapmak isterse, aday olmak isterse adres DEM Parti’dir.” MA / ANKARA

Dersim’de 1600 personelle deprem tatbikatı

deprem

 Bilim insanlarının deprem uyarısında bulunduğu Dersim’de 1600 personele eğitim verildi. Doğu Anadolu Fay Hattı ile Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kesiştiği noktada bulunan ve sürekli bilim insanlarının ‘deprem’ uyarısında bulunduğu Dersim’de, Jandarma Komando birliklerinden ve polis Özel Harekat ile Polis çevik kuvvetlerden oluşan 1600 personelle deprem tatbikatı yapıldı. Ovacık, Nazimiye fay hatlarını içinde bulunduran ve Doğu Anadolu Fay hattı ile Kuzey Anadolu Fay hatlarının kesiştiği noktada bulunan Dersim için bir çok bilim insanı deprem uyarısında bulunuyor. ÖzgürDersim gazetesinin haberine göre, fay hatlarının ortasında bulunan kentte depreme karşı konteynır kentler kurulurken, Maraş depreminde koordinatör vali olan daha sonra da kararnameyle Dersim’e atanan Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nun talimatıyla Jandarma komando birliklerinden ve Polis Özel Harekat ile Polis Çevik Kuvvet’ten 1600 kişilik personele deprem eğitimleri verilmeye başlandı. Şehir merkezinde eski vali konağı olarak bilinen bina yıkılarak enkaz alanları ve parkurlar oluşturuldu. Deprem tatbikatının başlamasıyla birlikte bazı ekipler araçlarla binanın çöktüğü alana hızlıca geçerek koordinasyon sağladı. Ardından genel kontrol, fiziki arama, köpekle ve cihazlı arama ile aletlerle enkaz çalışması yapıldı. Tatbikatta 3 kişi yaralı kurtarılırken, ölen bir kişi enkazdan çıkarıldı.

Skandal karar: Korumaların saldırısına uğrayan gazeteciye hapis cezası

sinan aygül gazeteci akpliler saldırdı

Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin aynı zamanda akrabaları olan korumalarının saldırısına uğrayan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’e, saldırganlardan birine hakaret ettiği gerekçesiyle 2 ay 5 gün hapis cezası verildi. Bitlis’in Tatvan ilçesinde 17 Haziran günü Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin aynı zamanda akrabaları olan polis koruması Engin Kaplan ve boksör koruması Yücel Baysalı’nın saldırısına uğrayan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül’e, saldırganlardan Yücel Baysalı’ya hakaret ettiği gerekçesiyle 2 ay 5 gün hapis cezası verildi. MLSA’nın haberine göre saldırı davası kapsamında Adli Tıp’a sevk edilen Aygül için “yüzde sabit iz kalmadığı” şeklinde rapor düzenlendi. Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘hakaret’ iddiasıyla hazırlanan iddianame Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve mahkeme, dava Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 251. madde kapsamında kaldığı için basit yargılama usulüyle yapıldı. Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada gazeteci Aygül’e 2 ay 5 gün hapis cezası verildi. ‘Hakaret’ suçundan ceza veren mahkeme cezanın, Türk Ceza Kanunu’nu TCK’nın 58. maddesinde öngörülen ‘tekerrür’ hükümlerine göre çektirilmesine karar verdi. Aygül’ün daha önce yaptığı haberlerden dolayı aldığı cezalar sebebiyle yeni aldığı cezalarda tekerrür hükümleri uygulanacak. Bu da Aygül’ün aldığı cezanın tamamını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi anlamına geliyor. Kararda “sanığın suçlu kişiliğinin göz önünde bulundurulduğu” bu nedenle cezanın para cezasına çevrilmediği belirtildi. “ÖLMEDİĞİM İÇİN CEZAEVİNE GİRECEĞİM” Saldırının şekli kadar sürecin de çok sıra dışı bir şekilde ilerlediğini söyleyen Aygül, saldırganlardan önce ceza aldığını ve saldırıya uğradığı için tutuklanacağını söyledi. Aygül bu konuda şunları söyledi: “Daha önce saldırıya uğradığım için neredeyse ceza alacağımı, tutuklanacağımı söylemiştim. Bir dava birinin aleyhine, birilerinin lehine ancak bu kadar zorlanabilirdi, zorlandı demiştim. Yaşanan her gelişme bir önceki skandalı gölgede bırakıyor demiştim. Dediklerimiz bir bir çıkıyor. Saldırganlar serbest, belki çok küçük bir ceza alıp, göreve iade edilip yine ellerinde sopa, bellerinde devletin silahıyla terör estirecekler. Ben ise kamunun, halkın menfaatini savunduğum için saldırıya uğradım, ölmediğim, ölümden döndüğüm için de cezaevine gireceğim. Karar basit yargılama usulüyle verilmiş, avukatım itiraz etti, duruşmalı olacak. Duruşmalı olması durumunda verilen indirim kalkacak ve 2 ay 27 gün hapis cezası alacağım.” PİRHA

Ana Mutluer: Cemevi Başkanlığı’nı ziyaret edenler ‘ben dedeyim’ diyemez

Ana Şehriban Mutluer, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Altınova Şubesi Dedesi Hüseyin Doğan’ın Ocakzadeler Meclisi toplantısına katılıp ardından Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir’i ziyaret etmesine tepki gösterdi. Mutluer, “Alevi Bektaşi Cemevi Başkanı’nı ziyaret edip sonra Antalya Cemevine gelip ben dedeyim diyemez, o posta oturamaz ” dedi. Alevi örgütlerinin ve Alevi toplumunun karşı çıkmasına rağmen bazı derneklerin ve cemevlerinin temsilcileri Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı ziyaret ediyor, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın toplantılarına katılıyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Altınova Şubesi Dedesi Hüseyin Doğan’ın Ocakzadeler Meclisi toplantısına katılıp, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ali Rıza Özdemir’i ziyaret etmesi tepki topladı. Söz konusu ziyaretlere ve görüşmelere tepki gösteren Arzuman Ocağı evlatlarından Ana Şehriban Mutluer, PİRHA’ya açıklamalarda bulundu. “ASİMİLE ETMEK İSTİYORLAR” Mutluer, Aleviliği Şiilik üzerinden asimile etmeye çalıştıklarını ancak Aleviliğin Şiilikle hiç bir ilgisinin olmadığını belirterek, cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na bağlamak istemelerine tepki gösterdi. Mutluer, “Asırlar boyu bu inancı kimse bir yere bağlayamamış, bunu mürşitlerimize vermişler. Muhammet Ali’ye selam gönderdim Oturduğum postu pak etsin dedi. Miracından döndü gene söyledi Yediği lokmayı hak etsin dedi. Biz postumuzu pak ederiz, lokmamızı hak ederiz” diyerek, asimilasyon faaliyetlerine katılan dedeleri eleştirdi. “BU DEDELERİ POSTA OTURTANLAR DA HATALIDIR” Ana Şehriban Mutluer, “Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanını ziyarete gidip, sonra Antalya Cemevine gelip ‘ben dedeyim’ diyemez. Asıl bunlar düşkündür. O kişi dede değildir. Dede diye onu oraya oturtan da hatalıdır” dedi. Geçmişte Yol yürüten dedelerin kendilerine ‘Yolumuzu arıttık, bizler bu bayrağı size teslim ettik’ dediğini hatırlatan Arzuman Ocağı evlatlarından Ana Şehriban Mutluer, şunları ifade etti: “Biz bu bayrağa sahip çıkamazsak vay halimize. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı ziyaret eden o dedelere söylüyorum ben bunu. Sen kimin parası ile hacca gittin? Kimi ziyaret ettin? Kültür Bakanlığını. Neye muhtaçtın?” PİRHA- Cebrail ARSLAN/ANTALYA

DAD: Dersim basit bir şehir ismi değil; inkarcı faşist anlayışla mücadele edeceğiz

demokratik alevi dernekleri

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi, Dersim isminin siyasi rant sağlamak adına polemik konusu yapılmasına tepki gösterdi. Yazılı açıklama yapan DAD, “Kendi milliyetçi hezeyanları ile hesaplaşamayanların ve Dersim toplumunun yaşadığı acılarla yüzleşmeye dair herhangi bir demokratik çaba içerisine giremeyenlerin, Dersim ismi ve değerlerini kullanmayı hedefleyen hiçbir pratiği bizlerin huzurunda asla kabul görmeyecektir” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçen gün Dersim’de partisinin il başkanlığında yaptığı konuşmada “Bu sefer bu güzel memlekette şanlı bayrağımızı ve CHP bayrağını Dersim Belediyesi’ne asacağımızı buradan müjdeliyorum” demişti. Devlet Bahçeli ise dünkü grup toplantısında Özel’i hedef alarak “CHP’nin dikişi yama tutmayan genel başkanına hatırlatmak isterim ki Türkiye’de ‘Dersim’ diye bir il yoktur. Olan ise tunç yüreklilerin yaşadığı Tunceli’dir” ifadelerini kullanmıştı. Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi konuya dair yaptığı yazılı açıklamada, ‘Bir kez daha Dersim isminin siyasi rant sağlamak adına polemik konusu yapıldığına şahit olmaktayız’ diyerek, Dersim coğrafyasının ve başta Seyit Rıza olmak üzere tarihsel ve toplumsal bir çok değerin kin ve nefret dili kullanılarak hedef haline getirildiğini belirtti. Günceldeki Dersim polemiğine aynı pencereden baktıklarını kaydeden DAD Genel Merkezi, “Dersim’in toplumsal hakikatini olduğu gibi kabul etmek adına kendi milliyetçi hezeyanları ile hesaplaşamayanların ve yine Dersim toplumunun yaşadığı acılarla yüzleşmeye dair herhangi bir demokratik çaba içerisine giremeyenlerin, Dersim ismi ve değerlerini kullanmayı hedefleyen hiçbir pratiği bizlerin huzurunda asla kabul görmeyecektir” diye belirtti. “İKİ YAKLAŞIMI DA AŞİNAYIZ, AYNI YERDEN BAKIYORUZ!” DAD Genel Merkezi’nin açıklaması şöyle: “Gün geçmiyor ki Hardê Dewreş coğrafyasının adı ve halkımızın başta Pir Seyit Rıza olmak üzere tarihsel ve toplumsal bir çok değeri kin ve nefret dili kullanılarak hedef haline getirilmesin. Defalarca tekrarlanarak gündem haline gelen bu durum iki yöntemle kendini dışa vurmaktadır. Birincisi tamamen inkar ve nefret dili ile kendini sergilemekte ve Dersim’i kimliği, inancı ve varoluşsal tüm özellikleri ile düşman görmektedir. Kısacası katliamcı zihnin güncel mirasçıları olmaktadırlar. İkincisi ise Dersim’in varlığını kısmi bir kabulleniş hali varmış gibi görüntü sergileyip, hemen peşi sıra Dersim’e dair bütün değerleri anlam bozumuna uğratarak asimilasyon ve oy devşirme amacında olan araçsallaştırıcı türevlerdir. Her iki yöntemin de birbirlerinden farkının olmadığını yaşadığımız deneyimler bizlere fazlasıyla öğretmiş durumda. Biz bu iki yaklaşıma da, 2011 yılında dönemin başbakanı Erdoğan’ın dilediği sözde “Dersim özründen” ve CHP’li Onur Öymen’in meclis kürsüsünden sarf ettiği kin ve nefret dilinden aşinayız. Dolayısıyla isim, rol ve partiler değişse de güncel olarak Özgür Özel ve Bahçeli arasında geçen Dersim polemiğine de aynı pencereden baktığımızın bilinmesini isteriz. “DERSİM’İN YAŞADIĞI ACILARLA YÜZLEŞMEYENLERİN PRATİĞİ KABUL GÖRMEZ” Dersim; Kürt Alevi toplumsallığının Ocak sistemi dahilinde yaşamsal kıldığı özerk sosyal ilişkiler bütünlüğüyle anlam kazanmış bir coğrafya. Yine Dersim, kimliksel aidiyetleri ve toplumsal yaşayış hali ile merkeziyetçi ve tekçi ulus devlet tarafından tehlike olarak görülmesinden kaynaklı büyük bir katliamdan geçirilen ve tarihsel olarak derin acılar yaşayan bir yerdir. Dersim’in toplumsal hakikatini olduğu gibi kabul etmek adına kendi milliyetçi hezeyanları ile hesaplaşamayanların ve yine Dersim toplumunun yaşadığı acılarla yüzleşmeye dair herhangi bir demokratik çaba içerisine giremeyenlerin, Dersim ismi ve değerlerini kullanmayı hedefleyen hiçbir pratiği bizlerin huzurunda asla kabul görmeyecektir. “DERSİM’İ BİLİNCİMİZDEN SİLMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK!”  Dolayısıyla kurşun atanla, kurşun yiyeni aynı cümlelerde anan kurnaz pragmatist politikacı örneklerini kabul etmeyip teşhir edeceğimiz gibi, Dersim’i tüm tarihsel varoluş gerçekliğiyle inkar eden ve katliamcı zihniyetin güncel türevi olarak siyaset güden faşist anlayışların karşısında da mücadele etmeye devam edeceğimiz bilinmelidir! Dersim bizler için basit bir şehir ismi değildir! Tarih, toprak, kültür, inanç, dil ve toplumsallık adına kadimden beri biriktirilen tüm değerlerimizin bütünsel bir ifadesidir! Bu ifadeyi kimse siyasi rant elde etmek adına kullanamaz! Yine bu ifadeyi bilincimizden silmeye hiç kimsenin gücü yetmedi, yetmeyecek!” PİRHA/DERSİM

EMEP, SMF, TİP ve EÖC’den Dersim’de seçim ittifakı

EMEP, SMF, TİP ve Emek ve Özgürlük Cephesi (EÖC), 31 Mart yerel seçimlerine, Dersim merkez ve ilçelerde ittifakla gireceklerini duyurdular. Yapılan ortak açıklamada, Dersim merkez ve ilçeleri kapsayan ortak program, ortak yönetim ve ortak protokolün en doğru, birleştirici ve demokratik bir ittifak olduğu belirtildi. Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek ve Özgürlük Cephesi (EÖC), Dersim’de ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, 31 Mart yerel seçimlerine Dersim merkez ve ilçelerde ittifak olarak gireceklerini duyurdular. İttifak adına yapılan ortak açıklamayı EMEP Dersim İl Başkanı Ergin Tekin okudu. “DERSİM, KENDİ SINIRLARINI AŞAN BİR MUHTEVAYA SAHİPTİR” Devrimci, demokratik ve ilerici cephe açısından seçimlerin en çok tartışıldığı, ittifaklar ve sonuçları itibariyle önem kazandığı yerlerin başında Dersim’in geldiğini belirten Ergin Tekin, Dersim’in özgünlüğüne dikkat çekerek şunları ifade etti: “Bu sebepsiz olmadığı gibi tarihsel ve güncel boyutlarıyla Dersim’in tarihsel, siyasal, sosyolojik, ulusal, inançsal, kültürel özgün kodlarıyla ve birikimleriyle birebir ilintili bir durumdur. Bu anlamıyla Dersim, kendi sınırlarını aşan ve devrimci, demokratik, yurtsever cephe ve kamuoyunda politik etkisi ve yansımaları belirleyici olan politik bir muhtevaya sahiptir. Aynı biçimde egemenlerin ve somuttaki temsilcisi AKP/MHP iktidarının Dersim’e yönelik tarihsel ve güncel olarak topyekûn ideolojik, siyasal ve kültürel saldırılarının mahiyeti de Dersim’in bu özgün politik gerçekliğinden kaynaklanmaktadır.” “BURJUVA BELEDİYECİLİĞİNE KARŞI HALKIN ALTERNATİF BELEDİYECİLİĞİNİ OLUŞTURACAĞIZ” Tekin, 31 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel seçimlerde emeği, üretimi ve şeffaflığı merkeze koyan bir tutumla demokratik halkçı bir belediyecilik anlayışıyla hareket ederek, burjuva belediyeciliğine karşı halkın alternatif belediyeciliğini birlikte oluşturacaklarını vurguladı. “DERSİM MERKEZ VE İLÇELERDE ORTAK PROGRAM ETRAFINDA BİRLEŞTİK” Tekin, şöyle devam etti: “Dersim’in tarihsel, siyasal ve sosyolojik gerçekliği ve özgünlüğünü esas alan en geniş demokratik ittifakı savunarak kazanımla çıkmak tek politik doğrultumuzdur. Somut olarak, Dersim merkez, ilçeler ve bir beldeyi kapsayan ortak program, ortak yönetim ve ortak protokolün en doğru, birleştirici ve demokratik bir ittifak olduğunu savunarak, bu politik tutum etrafında birleştiğimizi buradan halkımıza ilan ediyoruz. Dünden bugüne Dersim özgülünde halkın kazanımıyla sonuçlanan bütün demokratik, halkçı yerel yönetim tecrübelerini kendi kazanımlarımız olarak görüyor, tereddütsüzce savunmaktayız. Olumsuzluk ve eksikliklerimizi aşmak, doğrularımızı ve ileri birikimlerimizi sahiplenerek çoğaltmak politik doğrultumuzdur.” PİRHA/DERSİM

ABD, İran’a farklı kanallardan mesaj gönderiyor

iran belücistan

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, Irak ve Pakistan’a yönelik saldırıların ulusal güvenlik gerekçesiyle yapıldığını söyledi. İsrail’in Şam’a yönelik saldırısını ve İran Devrim Muhafızları Ordusunun aralarında üst düzey komutanlarının da olduğu 5 mensubunun öldürülmesini kınayan Kenani, “kendi yöntemleri” ile gereken cevabı vereceklerini ifade etti. Kenani, İran’ın, Irak’ın Erbil kentinde iş insanı Peşrev Dizayi’nin olduğu belirtilen eve yönelik saldırısını “Mossad karargahına yapılan saldırı” şeklinde nitelendirerek saldırının ulusal güvenlik gerekçesiyle yapıldığını savundu. TEHDİTLER VAR Tahran ile Bağdat ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile iyi ilişkiler ve işbirliğine sahip olduklarını kaydeden kenani, buna rağmen “uzun yıllardır bu bölgeden İran’ın ulusal güvenliğine yönelik tehditlerin söz konusu” olduğunu ileri sürdü. Kenani, İran’ın Pakistan topraklarındaki bir hedefe füzeli saldırısına ilişkin de söz konusu bölgede “teröristlerin bulunduğunu, İran’a yönelik saldırı hazırlığında olduklarını” bu nedenle operasyon düzenlediklerini iddia etti. ARACI SUUDİLER Mİ? Kenani, Suudi Arabistan’ın, ABD ile İran arasında aracılık yaptığı yönündeki haberlerin doğruluğunu teyit etmediklerini, ABD’nin İran’a farklı yollardan mesajlar gönderdiğini ifade etti. Tahran ile Riyad ilişkilerinin iyi yönde ilerlediğini söyleyen Kenani, iki ülke arasında ilişkileri ve işbirliğini geliştirmeye yönelik ciddi bir çabanın söz konusu olduğunu kaydetti. KRİZ GİDERİLDİ Öte yandan Pakistan ve İran, iki ülkenin büyükelçilerinin 26 Ocak’a kadar görevlerine dönebilecekleri konusunda mutabık kaldı. Pakistan Dışişleri Bakanı Jalil Abbas Jilani’nin daveti üzerine İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın 29 Ocak’ta Pakistan’ı ziyaret edeceği de açıklandı. BİRGÜN

Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?