AKD Genel Başkanı’ndan Antep Şube açıklaması: Hukuksuzluğa yer vermeyeceğiz

AKD Genel Başkanı Seher Şengüllü Yılmaz, Antep Şubelerine geçici yönetim tayin edilmesine dair yaptığı açıklamada, hiçbir hukuksuzluğa, yolsuzluluğa, kanunsuzluğa müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Hiçbir koşul ve gerekçe burada yaşanan hukuksuzluğun, yolsuzluğun üzerine tekrar burada görev alacağını düşünenler iradenin genel merkez yönetim kurulunda olduğunu bilmelidirler. Ayrıca bu şahısların tamamının üyeliklerine bu gün itibariyle son verilmiştir” dedi. Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Merkezi, geçtiğimiz haftalarda Antep Şubesi’nin yerine geçici yönetim atamıştı. Görevden almaya dair yapılan itiraza dair mahkeme “İHTİYADİ TEDBİR” kararı verdi. Mahkemin kararına ve yaşanan sürece ilişkin AKD Genel Başkanı Seher Şengüllü Yılmaz ve Genel Merkez Yöneticileri tabelası sökülen ve içi boşaltılan Düztepe Cemevi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama Salman Kayhan Dede tarafından okunan gülbeg ile başladı. AKD Genel Başkanı Seher Şengüllü Yılmaz, konuya dair yaptığı açıklamada, tabelalarının söküldüğünü, kurumlarına ait taşınır-taşınmaz tüm maddi manevi değerlerin yeni kurulan fason bir derneğe aktarıldığı kaydetti. AKD Genel Başkanı Seher Şengüllü Yılmaz, Antep kamuoyunun yakından takip ettiği Alevi Kültür Dernekleri Gaziantep şubesi üzerinden bir takım yalan ve yanlış haberler yapılarak algı operasyonları yürütüldüğünün altını çizerek, “Düztepe Cemevi ve Yunus Emre Cemevlerimizin Denetiminde mali verilerin ibraz edilmemesi, gerçek ve doğru olmayan bir takım evrakların beyan edilmesi neticesinde genel merkez olarak şubemizde görevli bu kişileri görevden alarak yerlerine geçici bir yönetim tayin ettik” dedi. Antep’te yaşayan bu şubeden haksız ve hukuksuz şekilde üyelikleri, seçme seçilme hakları ellerinden alınan ve bu sancılı süreçte haktan ve haklıdan yana olan Çepnililer derneği, Tilkililer derneği, Balyalılar Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve tüm halka teşekkür eden AKD Genel Başkanı Seher Şengüllü Yılmaz, “Helal lokmalarımızla emek emek yaptığımız maddi manevi tüm değerlerimizi koruyup kollayacağımıza sizlerin de bu iradeye sahip çıkacağına inancımız tamdır” ifadelerine yer verdi. PİRHA/ANTEP

Defne’de depremzedelere konutlarını boşaltmaları için bir günlük süre verildi

deprem felaket defne

Hatay Defne’de orta hasarlı olmasına karşın yıkım kararı verilen konutların boşaltılması için bir günlük süre verildi. Yıkım için gelen ekipler, depremzedelerin direnmesi üzerine geri gitti. 6 Şubat’ta 9 saat arayla meydana gelen ve 11 ilde yıkımla sonuçlanan Maraş merkezli depremlerinin en çok etkilediği illerden olan Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerini kapsayan ve kamuoyunda “rezerv yapı alan kararı” olarak bilinen 6036 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a ilişkin sorunlar sürüyor. İTİRAZLAR REDDEDİLDİ Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar’ın haberine göre rezerv alan ilan edilen 207 hektarlık alanın içinde bulunan ve orta hasarlı olmasına rağmen yıkım kararı verilen Defne Armutlu Mahallesi Gündüz Caddesi’ndeki 51 ve 71 numaralı binalar için halk tarafından yapılan itirazlar reddedildi. Evlerin boşaltılması için bir gün süre verildi. Yıkım için gelen ekipler, depremzedelerin direnmesi üzerine geri gitti. “BU YANLIŞTAN DÖNÜLSÜN İSTİYORUZ AMA YETKİLİ BULAMIYORUZ” Dairesinin bulunduğu orta hasarlı binasına yıkım kararına çıkan Kemal Paşa, “Analiz sonuçlarını da istemiştik, vermediler. Ayın 19’unda gece yarısı 23.53’te haberimiz olan tebligat üzerine 1 gün bile beklenmeden, sabah binayı yıkma haberini aldık. Ayrıca bize muhtar tarafından telefon aracılığıyla yollanan belgedeki saat ise 15.51’di” dedi. Karar üzerine sabah erkenden binanın önüne gidip itiraz edince yıkımın geçici olarak durdurduğunu belirten Paşa, “Rezerv alan bölgesinde bulunan binalardan alınan karot örneklerinin hepsinin riskli olması tesadüf mü? Bu yanlıştan dönülsün istiyoruz ama yetkili bulamıyoruz” dedi. “ZULÜM NİTELİĞİNDE BİR UYGULAMA” Apartman sakinlerinin avukatı ve Hatay Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyon Başkanı Ecevit Alkan ise şunları söyledi: “Bir gün süre vermek insan haklarına aykırı, zulüm niteliğinde bir uygulamadır. Olay yerinde çalışma yürüten firma görevlileri ihaleyi Emlak Konut’tan aldıklarını ve söz konusu binaya denk gelecek şekilde bir proje yürütüldüğünü sözlü olarak beyan ettiler. Kararda imzası bulunan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunarak sürecin takipçisi olacağız.” PİRHA

Tahir Elçi İnsan Hakları ve Özgürlük Ödülü, Cumartesi Anneleri’ne verildi

cumartesi anneleri

Tahir Elçi İnsan Hakları ve Özgürlük Ödülü, Cumartesi Anneleri’ne verildi.  Ödül töreninde konuşan CHP eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir devlet için faili meçhul olay, o devletin en büyük ayıbıdır. Bu ayıptan bir devletin kesinlikle kurtulması lazım” dedi. Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı’nın 2’nci İnsan Hakları ve Özgürlük Ödülü, dün Ankara’da düzenlenen törenle Cumartesi Anneleri’ne verildi. Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılan ödül törenine çok sayıda kişi katıldı. Ödül töreninin açılışında konuşan Tahir Elçi’nin eşi CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, “Mesleki hayatının neredeyse tamamını insan haklarına ve cezasızlıkla mücadeleye vakfetmiş, savaş karşıtı ve şiddetsiz toplum tahayyülü olan hukukun ve adaletin hakim olduğu bir düzenin inşası için mücadele veren bir hukukçunun mirasını devralan Tahir Elçi Vakfı, bu yılki ödülü Cumartesi Anneleri’ne vermeye değer görmüştür” dedi. “MÜCADELELERİ OLDUKÇA ÖNEMLİ BİR YERDE” Elçi, Cumartesi Anneleri’nin mücadelesine işaret ederek, “Bir hukuk düzeninden kara bir leke olan cezasızlığın karşısında göğüslerinde mezar taşına dönmüş fotoğraflarla adaleti talep ettikleri için, sivil itaatsiz, şiddete başvurmadan, incitmeden bir hak mücadelesi verdikleri için, tüm engelleme ve hukuksuzluklara rağmen adaleti bekledikleri, vazgeçmedikleri, bu inancı göğsünde bir fotoğraf gibi taşıyıp hep sürdürdükleri için, toplumun kendini ifade edemeyen kesimlerine, bir dil, bir ağız oldukları için, haklarını gasp edenlere, yaşamlarını çalanlara karşı, yılmadan yaşam hakkı unutma yüzleşme hakkı talep ettikleri, cezasızlık geleneğini hukuktan kesip atmak istedikleri için ‘Silah, çatışma, operasyon istemiyoruz’ diyenlerle aynı sese sahip olan, en doğal hakları olarak adaleti talep eden, faili meçhul yakınlarına müteşekkil Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi bizim nazarımızda, oldukça önemli bir yere sahiptir” diye konuştu. “FAİLİ MEÇHULLER DEVLETİN EN BÜYÜK AYIBIDIR” Cumartesi Anneleri’ne İnsan Hakları ve Özgürlük Ödülü’nü CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu verdi. Kılıçdaroğlu, “İnsanlık tarihi acılarla doludur ama bir insanın haksızlıkla karşı karşıya kalması ve hayatını vermesi insanların belleğinde unutmamaları gereken bir olaydır. Tahir Elçi’yi böyle kaybettik. Faili hala bulunamadı. Cumartesi Anneleri, her birimizin insan olarak tek tek düşünüp acılarını paylaşmamız gereken bir olaydır. Bir anne için evladın ne kadar değerli olduğun en iyi anneler bilir. Onlar çok şey istemiyorlar aslında, evlatlarının nerede olduğunu öğrenmek istiyorlar. Mezarlarının başına gidip bir dua etmek istiyorlar” diye kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Bir devlet için faili meçhul olay, o devletin en büyük ayıbıdır. Bu ayıptan bir devletin kesinlikle kurtulması lazım. Eğer demokrasiyi ve insan haklarını savunuyorsak, insana değer veriyorsak bu ayıptan devleti mutlaka kurtarmamız gerekiyor. Bunun yolu da mücadeledir. Cumartesi Anneleri’nin mücadelesi bu açıdan bir hak mücadelesidir” ifadelerini kullandı. PİRHA

Katledilen gazetecilerin resimleriyle sergi açmak istiyor

kürt ressam

Kürt ressam Enver Şahin (60), 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nde ağabeyi tutuklandıktan sonra kendisine yönelik artan baskılar sonucu Erdêxan’ın Golan (Göle) ilçesine bağlı Xeskar (Köprücük) köyünden İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. İlkokul mezunu olan Şahin, ailesi ile beraber göç ettiği İstanbul’da tekstil işi yaparak geçimini sağladı. Çocukluğundan beri resim yapma hayali olan Şahin, dönem dönem resim yapsa da yaşadıkları ekonomik zorluklar nedeniyle bir türlü hayalini gerçekleştiremedi. Emekli olduktan sonra Aydın’ın Ortaklar ilçesi Dereköy Mahallesi’ne yerleşen Şahin, burada kurduğu atölye ile Kürtlerin yaşadığı sorunları tuvaline işledi. Yağlı boya ile yaptığı resimlerle özellikle Kürtlerin yaşadığı sorunları işleyen Şahin, resimlerini Kürt kurumlarına vererek Kürt kültürüne katkı sağlıyor. Yaklaşık 20 yıl önce Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) düzenlediği bir çalışmada 3 arkadaşı ile beraber resimlerini sergileyen Şahin, katledilen gazetecilerin portrelerini yaparak, resimlerini sergilemek istiyor. ‘DUYGULARIMI RESİMLE DİLE GETİRİYORUM’  2014 yılında geldiği Aydın’da atölye kurduğunu belirten Şahin, “Şairlerin kelimelerle araları iyidir. Onlar sözlerle derdini dile getiriyor. Ben de içimdeki duyguları resmilerle dile getiriyorum. Herkesin bir yeteneği vardır. Benim çocukluktan beri ilgim vardı. Ama abilerim cezaevine girdi, sürgüne gitti. Bu nedenle sürekli resim yapamadım. Ama buraya geldikten sonra kurduğum atölyede resim ve heykel yapmaya başladım” dedi. ‘ÇALIŞMALAR TOPLUMLA İLİŞKİLİ OLMALI’  Kürt halkının birçok hak ihlaline uğradığını bu nedenle yaşananları resimlerine işlediğini kaydeden Şahin, yaptığı resimlerle halkına katkı sağlamayı hedeflediğini ifade etti. Şahin, “Toplumda yaşanan her olay olumlu olumsuz insan üzerinde bir etki yaratır. Mesela 2000 yılında cezaevlerine baskınlar oldu. Abim o zaman cezaevindeydi. Abimin görüşüne gitmiştim. Görüşten dönünce yaşanan baskını resme döktüm. Ben yaptığım çalışmaların toplumla ilişkili olmasını istiyorum. Bir manzara resmi yaparsan çok anlamı olmaz. Gidip manzara fotoğrafı çekebilirsin. Ama insanın içindeki duyguları resme dökmesi önemlidir. Ben de bunu yapıyorum” diye belirtti. RESİMLERİNİ KÜRT KURUMLARINA VERİYOR  Kürt kültürünün gelişmesi için çabaladığını dile getiren Şahin, “Ben kurduğum atölyede diğer arkadaşlarımla berber çalışmak istiyorum. Gelsinler birlikte birbirimizi olumlu olumsuz eleştirebilelim. Birbirimize katkı sunalım. Ben yaptığım resimleri satmıyorum. Kendim emekliyim o bana yetiyor. Yaptığım resimleri federasyonlara, derneklere, belediyelere veriyorum” ifadelerini kullandı. ‘KATLEDİLEN GAZETECİLERİN PORTRESİ’  Toplumun acılar ve mutlulukta ortaklaşması gerektiğini ifade eden Şahin, en büyük hayalinin katledilen Kürt gazetecilerinin portresini yaparak resim sergisi açmak olduğunu söyledi. Şahin, “Toplumun derdini topluma anlatan gazetecilerdir. Gazeteciler katledildiğinde, onların başlarına bir şey geldiği zaman kendi ailemin başına gelmiş gibi üzülüyorum. Kürt gazeteciler bir dönem çok katledildi. Hatta sokakta gazete satanlar bile katledildi. Benim ömrüm yeterse katledilen gazetecilerin portresini yapıp sergilemek istiyorum” diye konuştu. MA /  Delal Akyüz

Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?