Baba Mansur Ocağı dedelerinden Eren Yıldırım, Hıdırellez’e dair yayımladığı açıklamada, “Hıdırellez günü bir bahar bayramıdır, doğanın canlanış bayramıdır. Hızır ile İlyas’ın buluştuğu Hıdırellez gününden dileğimiz o dur ki, ülkemize baharın gelmesi” dedi.
Hıdırellez ve Nebî (Hızır-Nebî) bayramı… Hıdırellez, büyük bir çoğunlukla Anadolu ve Balkanlarda yaşamakta olan Aleviler arasında biliniyor. Eskiden Roze Xızır’de (Hızır günü) denilen Hıdırellez, halk arasındaki yaygın inanca göre, Hızır ile İlyas’ın bir araya geldikleri ya da buluştukları gündür. Hızır ile İlyas’ın buluştukları günün anısına iki ismin birleşmesinden doğan Hıdırellez kavramı da böyle ortaya çıkmıştır.
Baba Mansur Ocağı mensubu ve Okmeydanı Cemevi dedesi Eren Yıldırım da Hıdırellez’e ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. Yıldırım açıklamasında “Hızır ile İlyas’ın buluştuğu Hıdırellez gününden dileğimiz o dur ki; ülkemize baharın gelmesi..” ifadelerini kullandı.
“HIDIRELLEZ BİR BAHAR BAYRAMIDIR”
“Hıdırellez, baharı getirsin” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
“Sevincimde, kederimde
Yazgımda, kaderimde
Hayalimde, rüyamda
Özlemimde, sevdamda
Hikayemde, efsanemde
Sen varsın ya Hızır
Hıdırellez günü bir bahar bayramıdır, doğanın canlanış bayramıdır. Tüm ihtişamıyla, kış ayları gelince beyaz örtünün altına gizlenen tabiat ana, Hıdırellez günü ile birlikte canlanır, doğayı rengarenk kılarak, insanların gönlünde o birbirinden güzel renkleri ile bir umut ışığı yakar. İşte bu ve bir çok anlatılan olaylara sebep olan Hızır ile İlyas’ın buluşması olarak bilinir.
Karada insanlara yardım eden Bozatlı Hızır’ın, denizde deryada yetiş diye çağırdıklarında imdadına koşan Hızır İlyas diye bir kardeşi vardır. Bu iki kardeşin sene de bir gün, bir gül ağacının altında buluştukları 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan geceye iki kardeşin isminin birleştiği “Hıdırellez günü” denir. “Benli boza binmiş, ak donlu, altın kapaklı, altın sakallı, cebrail gibi börklü, gök renkli ay-koca, gökten indi, darda kalana yardım etti” diye, halk hikayelerimizde, efsane ve destanlarımızda sürekli insanlara yardım elini uzatan bir Hızır-İlyas vardır.
“ÜLKEMİZE BAHAR GELSİN”
Öyle ki, Anadolu’da bugün insanlar, Hızır gelecek diye sabah gün ağırmadan kalkarak evlerinin önü süpürür, yönünü güneşe çevirerek tüm tabiata, insanlığa, hanesine dualarını eder, lokmalar yapılır, kurbanlar kesilir, ziyaretlere gidilir, dileklerini kağıtlara yazarak bir gül ağacının altına umutlarını serpiştirir, kendi yörelerine uygun kutlamalar yaparlar, bayram ederlermiş.
Bugün yapılan dualar ile; dildeki dileklerin gerçekleşeceğine, hastaların iyileşeceğine, uğursuzlukların sona ereceğine, sorunların çözüm bulacağına, kısmetlerin açılacağına ve bereketin artacağına inanılan bir Hızır günüdür, Hızır bayramıdır. Doğayla beraber insanlar da canlanır bugün. Yeni umutlar, yeni sevinçler, yeni başlangıçlar, hayırlı kapılar ve bereketli hasatlar için bir umut meşalesidir bugün.
Bu güzel anlamlarıyla Hıdırellez gününün, bütün dileklerinizin kabul olduğu, yollarınızın sevgiye çıktığı, bereketli günlerin geldiği, güzel haberler aldığınız, şifa arayanlara Hızır İlyas’ın yetiştiği bir gün olması dileğiyle. Hızır ile İlyas’ın buluştuğu Hıdırellez gününden dileğimiz o dur ki; ülkemize baharın gelmesi. Dini dili ırkı ne olursa olsun, sevginin egemenliğinde, huzur içerisinde yaşamak, tüm insanların ve hatta tüm canlı cansız varlıkların barış içinde yaşayacağı bir ülke bizim özlemimiz. Hızır-İlyas kılavuzunuz, Hak Muhammed Ali yardımcınız olsun.”
PİRHA / İSTANBUL