HIZIR QAWUTI: BEREKET VE DAYANIŞMANIN İZİNDE

Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Dervişcemal Köyü’nde, Adıgüzel ailesi yıllardır süregelen Hızır qawut ritüelini, dualarla gerçekleştiriyor. Kavrulup öğütülen qawut lokmasından Hızır’ın bereket alacağına inanılıyor; bu uygulama, toplumsal dayanışma ve komşuluk ilişkilerinin güçlenmesine vesile oluyor. Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Dervişcemal Köyü’nde, yüzyıllardır süregelen geleneksel inançlar ve uygulamalar, Adıgüzel ailesi evinde her yıl yeniden hayat buluyor.

Köyde “Hızır’ın qawut lokmasından bereket alınır” inancıyla yaşatılan bu ritüeli bu yıl eşi, kızı ve torunu ile birlikte gerçekleştiren Selvi Adıgüzel, uygulamanın önemini ve sürecini şu şekilde anlattı:

“Her yıl olduğu gibi bu yıl da evimizde dualarla Hızır qawutumuzu çevirdik. İlk olarak ‘paca’ dediğimiz alanda ateş yakıp buğday ya da arpayı kavuruyoruz. Kavrulan tahılları el değirmeniyle ‘dızdarda’ öğütüyoruz. Öğütme sırasında ortaya çıkan iri taneleri ‘kurdun kuşun hakkı’ diyerek hayvanlara dağıtıyoruz. Sonrasında, öğüttüğümüz qawutu ekmeğin arasına koyup kapı komşularımıza dağıtıyoruz.”

 

               

Hızır lokması

Selvi, qawutun köydeki yerini ve ritüelin manevi boyutunu da vurguladı:
“Perşembe akşamı qawutu eleyip ocak önüne koyuyoruz. Cuma sabahı ilk ışıklarda ocak önüne koyduğumuz qawutta el izi varsa Hızır gelip qawuttan bir lokma almıştır. Yani, Hızır’ın qawuttan lokma alması bolluk ve bereketin simgesidir. Bu uygulama sayesinde komşuluk ilişkilerimiz güçlenir, toplumsal dayanışma pekişir.”

Ayrıca, Selvi Alevi inancının kutsal dönemlerinden biri olan Hızır Orucu’nun uygulamalarına da değindi:
“Ocak’ın ikinci yarısından Şubat ortalarına kadar süren bu dönemde oruç tutulur, evlerde gün batımında çıralar yakılır. Özellikle evli olmayan gençlerimiz, Hızır’ın son gününde oruç tutup akşam su içmezler. Çünkü o gece, rüyasında kendisine su veren kişiyle evleneceklerine inanılır.”

              

Kışın zorlu dönemi sona eriyor

Aleviler açısından kutsal kabul edilen Hızır ayı, Ocak (Zemheri) ayının ortalarında başlayıp Şubat (Karakış) sonuna kadar devam eder. Hızır ayının “zemheri” olarak adlandırılması, ayın bitmesiyle soğukların kırıldığına yönelik bir inancı simgeliyor. Adıgüzel, “Hızır ayının sona erdiği ilk Cumartesi günü, gençlerin ellerindeki değneklerle kapılara, çocuklara ve hayvanlara vurulur. Soğuk geçen kış zamanında hastalıklara karşı koruduğuna inanılır ve güç kuvvet verdiğine inanılır. Bu ritüelle zemheriyi def etmeye çalışırlar” dedi. Bu ritüel, hem doğanın döngüsüne duyulan saygıyı hem de toplumsal dayanışmayla sert geçen kışın ardından gelecek doğanın canlanışına duyulan coşkuyu yansıtıyor.

Toplumsal dayanışma ve kültürel mirasın devamı

Adıgüzel ailesi, modern yaşamın etkisiyle bazı geleneklerin geride kalması karşısında kültürel mirası yaşatma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor. “Allah çocuklarımıza yardımcı olsun” temennisinde bulunan aile, Hızır qawutunu sadece manevi bir ritüel olarak değil, aynı zamanda toplumsal barış ve dayanışmanın simgesi olarak geleceğe taşımaya çalışıyor.

Bu kutsal uygulama, Dersim’in bereket, umut ve birlikte yaşama inancını yansıtan değerli bir miras olarak, nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor.

DERSİM/Düzgün AKDENİZ

Facebook
Twitter
LinkedIn
Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?