Dersim’de zihinsel engelli çocuğu tacize 10 ay hapis cezası verildi

Dersim’de yüzde 50 engelli çocuğu ‘istismar’ suçlamasıyla yargılanan Zeynel Yıldız’a, taciz suçundan 10 ay hapis cezası verildi. Dersim’in Hozat ilçesinde 17 yaşındaki zihinsel engelli çocuğu istismar suçuyla yargılanan Zeynel Yıldız’ın karar duruşması Tunceli Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada iki tarafın avukatları hazır bulunurken tutuksuz yargılanan sanık Zeynel Yıldız, yer almadı. “CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ” Sanığın istismardan ceza alması gerektiğini belirten çocuğun avukatı, “Müvekkilimin beyanları bütün aşamalarda istikrarlı ve herhangi bir çelişki bulunmamaktadır. Aksine sanığın savunmaya yönelik her aşamada farklı beyanları mevcut. Bu tür dosyalarda görgü tanığı aramak, hayatın olağan akışına aykırıdır. Elazığ Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi tarafından verilen görüşme raporu da istismarı doğrular niteliktedir. Dolayısıyla biz, sanığın farklı zamanlarda birden çok kez cinsel taciz ve cinsel istismar suçlarında hüküm veren eylemlerde bulunduğunu ve bu yönlü de cezalandırılmasını talep ediyoruz.” dedi. Mahkeme, Zeynel Yıldız’a, taciz suçundan 10 ay hapis cezası verdi. Ceza, hükmün açıklanmasının geri bırakılması maddesi ile ertelendi. NE OLMUŞTU Dersim’in Hozat ilçesine bağlı Çığırlı köyünde yaşayan ve 5 yıl önce alınmış ‘yüzde 50 zihinsel engelli’ raporu bulunan S.E., iddiaya göre mayıs ayında okula gitmek için bindiği minibüste Zeynel Yıldız’ın istismarına uğradı. Zeynel Yıldız’ın cinsel istismarları devam edince S.E., yaşananları ses kaydına alarak yakınlarına dinletti. S.E.’nin bir yakınının da ses kaydı ile savcılığa şikayette bulunması üzerine S.E.’nin Çocuk İzleme Merkezi’nde ifadesi alındı. İfade üzerine gözaltına alınan Zeynel Yıldız, suçlamaları reddederek ses kaydındaki ifadelerin kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Zeynel Yıldız 2019 yılında sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yıldız’ın 3,5 ay sonra serbest bırakılması ise kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. PİRHA

‘Alevi pirleri Cemevi Başkanlığı’na giderse, cemlerde ne yapılacağını başkaları tarif eder’

Alevi pirlerinin Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na gitmeleri halinde cemlerde ne yapılacağını artık başkalarının tarif edeceğini belirten Ağuçan Ocağı pirlerinden İnanç Dolu, “Köyleri dolaşıp maaşlı dede bulma çalışmaları ÇEDES projesinden bağımsız değildir. Bir Alevi piri maaşlı olarak çalıştığı ve rıza lokmasından uzaklaştığı zaman devletin memuru olacaktır, o yüzden artık pir olamaz” dedi.   Türkiye’de Alevi inancının ve ibadethanesinin hala devlet tarafından tanınmadığı bir süreç yaşanıyor. Alevi toplumunun; zorunlu din dersinin kaldırılması, cemevine ibadethane statüsü verilmesi, eşit yurttaşlığı içeren yeni bir anayasanın yapılması, Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması, Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi, gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması gibi temel talepleri var. Ancak bu talepler hükümet tarafından yerine getirilmiyor, mahkeme kararları bile tanınmıyor. Alevi toplumunun ve örgütlerinin taleplerini görmezden gelen AKP hükümeti, 9 Kasım 2022 tarih ve 32008 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 112 numaralı cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı kurdu. Başkanlığın görev alanındaki çalışmalarını değerlendirmek ve önerilerini bildirmek üzere başkan ve 11 üyeden oluşuyor. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı, aynı zamanda danışma kuruluna da başkanlık ediyor. Danışma kurulu üyeleri, hükümetin seçtiği kişilerden oluşuyor ve Cumhurbaşkanı tarafından 3 yıllığına seçiliyor. Neredeyse tüm Alevi örgütleri, Alevi Diyaneti olarak adlandırdıkları Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı‘na ve üstelik de Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulmasına büyük tepki gösterdiler. İki yıldır yüzlerce cemevini dolaşarak liste tutan, Aleviliği bir inanç olarak görmeyen ve kültürel bir öğeye indirgeyen AKP hükümeti, şimdi ise bir ekip oluşturup Alevi köylerini, cemevlerini ve dernekleri dolaşarak maaşlı dedeler, elemanlar arıyor. Aleviler ise, AKP iktidarının Alevileri, Alevi inancını kontrol altına almayı ve Alevileri bölmeyi hızlandıran bu çalışmalarına tepkileri yükseltiyor. Ağuçan Ocağı pirlerinden İnanç Dolu, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın maaşlı dedeler bulma arayışını ve Alevileri bölme girişimlerini değerlendirdi   “PİRLERİMİZ, RIZASIZ LOKMA YEMEMEK İÇİN EKMEKLERİNİ KUŞAKLARINA BAĞLAYIP TALİPLERİNE GİDERDİ” Cemevlerinin bir müdürlüğe bağlı olmasının Alevi inancının bağımsız olmasının karşısındaki en büyük engel olduğunu ifade eden İnanç Dolu, “Özellikle cemevinde hizmet yürütecek pirlerin, rayberlerin, ocakzadelerin bu döngüye dâhil olmaları pirlerin bağımsızlığını zedeleyecek bir durumdur” dedi. Köyleri dolaşıp maaşlı dede bulma çalışmalarının ÇEDES projesinden bağımsız olmadığını söyleyen Dolu, “Alevi pirleri bir yola gittikleri zaman ya da ibadet için talip köylerini dolaştıkları zaman kendi kuşaklarına ekmek bağlayıp giderlerdi. Sebebi ise rızasız lokma yememek, kötü birine muhtaç kalmamak ve yanlış bir karar vermemek açısından ekmeğini beraber götürürlerdi. Alevi pirlerinin ve ocakzadelerinin bu konuda bağımsız kalmaları Alevi inancının yaşaması açısından çok önemlidir. Çünkü Alevi pirleri bağımsız oldukları müddetçe kendi taliplerinin cemu civatlarında, daru didarlarında bağımsız karar verebilecekler. Ama bu tür projelerin içerisinde yer almak Aleviliğin asimile olmasındaki en büyük etkenlerden birisidir” diye konuştu. “OCAKZADELERİN VE ALEVİ KURUMLARININ BİRLİKTE HAREKET ETMESİ LAZIM” Diyanete bağlı imamların camilerde verdikleri cuma hutbelerinin Diyanet tarafından düzenlendiğini vurgulayan Dolu, şöyle devam etti: “Alevi pirleri eğer cemevi başkanlığına giderlerse cemlerde ne yapılacağını başkaları tarif eder. Aslında bizim inancımızı tarif etmeye kimsenin gücü yetmez. Bir Alevi piri maaşlı olarak çalıştığı zaman ve rıza lokmasından uzaklaştığı zaman devletin memuru olacaktır. O yüzden artık pir olamaz. Bütün ocakzadelerin ve Alevi kurumlarının birlikte hareket etmesi lazım. Biz kimsenin Alevisi olmak istemiyoruz. Alevi inancının temelinde ocaklar, pirler, rayberler, mürşitler vardır. 7 yaşında gözlerini kaybetmiş Âşık Veysel bu dünyaya sayısız eser bırakmışsa, okuma yazması olmayan pirlerimiz inancımızı bugüne kadar sazlarıyla ve sözleriyle getirmiştir. Cemevi başkanlığına atanan kişi ve ÇEDES projesi birbirinden bağımsız projeler değil. Bu projeler bizim inancımız için büyük bir tehlike, çünkü biz inancımızı kaybetmek istemiyoruz.” PİRHA- Cihan BERK/DERSİM

Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?