DÜNDEN BUGÜNE “İLİÇ MADEN FELAKETİ”

İliç maden faciası ülke tarihinin en büyük çevre katliamıyken işçi ölümleri için sanıklara en düşük cezaların istendiği davalardan biri oldu. Siyasi sorumluların çokça tartışıldığı faciada herhangi bir istifa olmadığı gibi soruşturma kapsamında bir yargılama da söz konusu değil. Yaklaşık 10 ay sonra hazırlanan iddianame ise birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Sanıklar için düşük cezaların istendiği yargılamanın ilk duruşması 17 Mart 2025’te görülecek. Peki facianın üzerinden bir yıl geçmişken ilk günden bu yana hangi gelişmeler yaşandı? 13 Şubat 2024- Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010 yılı Aralık ayından itibaren altın üretimi yaptığı Erzincan’ın İliç ilçesinde saat 14.30 sıralarında Eski Değirmen mevkiinde toprak kayması meydana geldi. İlk açıklamaya göre siyanür ve sülfürik asit dağları çöktü. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “667 çalışandan 9 kişiye ulaşılamıyor, 400 kişiyle arama yapılıyor” dedi. 13 Şubat 2024- TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Başkanı İrfan Türkkolu, İliç’teki faciada ‘Göçük altında kalan madencilerin sayısının resmi rakamın beş katı olduğu’ yönünde bilgi aldıklarını söyledi. 13 Şubat 2024- Milli Savunma Bakanlığı faciada göçük altında kalan işçiler için devam eden arama kurtarma çalışmalarına 3’üncü Ordu İstihkâm Savaş Taburu askerlerinin de katıldığını duyurdu. 14 Şubat 2024- İliç’te madene karşı yıllardır mücadele veren Sedat Cezayirlioğlu sosyal medya üzerinden yayınladığı videolu mesaj sonrası gözaltına alındı. 14 Şubat 2024- Faciaya ilişkin tepkilerin odağında olan dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bakanlığın madene “ÇED olumlu” kararı vermesini eleştirenleri algı operasyonu yapmakla suçladı. 14 Şubat 2024- Maden sahasında kayan toprağın altında kalan 9 işçiyi arama kurtarma çalışmaları devam ederken 6 işçinin kimliği açıklandı. 14 Şubat 2024- Çevre Bakanlığı, “İlk andan itibaren Fırat Nehri boyunca belirli noktalardan numuneler alınmış, şu an için kirlilik tespit edilmemiştir” açıklaması yaptı. 14 Şubat 2024- Dersim Valiliği kentten İliç’e gidişleri yasakladı. 15 Şubat 2024- Sivas Valiliği tarafından yapılan açıklamada da “Kanuna aykırı eylemlere katılmak amacıyla şahıs ve araçların Erzincan iline gidebileceği” belirtilerek Sivas’tan Erzincan’a çıkışların 7 gün süreyle yasaklandığı duyuruldu. 15 Şubat 2024- 9 işçiyi arama çalışmaları sürerken Anagold iş ilanı açtı. Şirket “İnsanları önemseyen şirket kültürü” ifadesini kullandığı ilanını birkaç saat sonra geri çekti. 15 Şubat 2024- Anagold Madencilik’in ortağı Çalık Holding faciaya ilişkin, “Operasyonel sorumluluğumuz yok, finansal yatırımcıyız” dedi. 16 Şubat 2024- Gözaltında alındıktan sonra serbest bırakılan Sedat Cezayirlioğlu’nun maden sahasına 3 kilometre kadar mesafeye girmesi yasaklandı. 16 Şubat 2024- Maden faciasında göçük altında kalan kamyonun parçalarına ulaşıldı. 18 Şubat 2024- Erzincan’da liç kayması sonrası yaşanan faciaya ilişkin yürütülen soruşturmada, şirketin Türkiye’deki müdürü Cengiz Demirci gözaltına alınmasının ardından 6 saat sonra serbest bırakıldı. 18 Şubat 2024- İliç’teki faciadan sonra 22 farklı maden projesi için başvuruda bulunuldu. Bakanlık ise bunlardan 11’ine onay verdi. 19 Şubat 2024- İçişleri Bakanı Yerlikaya İliç’te arama çalışmasının 6. gününde “Yerinden oynamış 3.5 milyon metreküplük toprak kütlesi var. Tekrar kayma riski var.” dedi. Çalışmalar durduruldu. 21 Şubat 2024- Bölgeyi ziyaret eden bakanlar arasında yer alan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tehlikeli atıklara yönelik her gün numune alındığını belirterek “Şu ana kadar zehirli bir atık saptanmadı” dedi. 22 Şubat 2024- İliç’te faaliyet yürüten taşeron firma Çiftay’ın, bölgedeki siyanürlü toprağı taşıyabilmek için bünyesindeki işçilere kod değişikliği yaptığı ortaya çıktı. 24 Şubat 2024- Maden faciasının 12. gününde dönemin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un onay verdiği ikinci kapasite artışı raporunda DSİ’nin İliç’teki maden için 2020 yılındaki ‘su havzası yoktur’ şeklinde görüş bildirdiği ortaya çıktı. 4 Mart 2024- TMMOB’un İliç’teki kapasite artırımına karşı Anagold Madencilik ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na açtığı davada, Erzincan İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. 16 Mart 2024- Liç yığını altında kalan işçilerin kullandığı pikaba ulaşıldı. 20 Mart 2024- Meydana gelen toprak kaymasına ilişkin soruşturmada jeoteknik mühendisi A.R.K tutuklandı. 21 Mart 2014- Madende çalışan işçilere uygulanan ferdi kaza sigortasındaki teminat tutarı yeni yapılan düzenleme ile 150 bin TL’den 1 milyon TL’ye yükseltildi. Ancak düzenlemeye İliç dahil edilmedi. Toprak altında kalan işçilerin yakınlarına 150 bin TL ödeneceği belirtildi. 23 Mart 2024- Maden faciasına yönelik hazırlanan birinci bilirkişi raporunda, gözaltına alındıktan 6 saat sonra serbest bırakılan Anagold Türkiye Müdürü Cengiz Yalçın Demirci’nin de aralarında olduğu yetkililer hakkında kusursuz tespiti yapıldı. Madende görevli mühendisler kusurlu bulundu. 24 Mart 2024- Liç yığınının altında kalan işçilerin aileleri, 41 günün sonunda yaptıkları açıklama ile cenazelerini isteyerek sorumluların cezalandırılması çağrısı yaptılar. 5 Nisan 2024- Arama çalışmalarının 53. gününde Mangan ocağında olduğu tahmin edilen 35 yaşındaki işçi Uğur Yıldız’ın cansız bedenine ulaşıldı. 19 Nisan 2024- Siyanürlü toprağın altında bir otomobile ulaşıldı. Otomobilin içerisinden bir işçisinin cansız bedeni çıkarıldı. Bulunan cesedin Adnan Keklik’e ait olduğu belirtildi. 4 Mayıs 2024- Bakan Bayraktar, İliç’te maden ocağında toprak altında kalan 2 işçinin daha cesedine ulaşıldığını açıkladı. Cenazeler Ramazan Çimen ve Kenan Öz’e ait olduğu belirtildi. 8 Mayıs 2024- Facianın ardından kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, 3 ay sonra maden sahasına inceleme yaptı. 14 Mayıs 2024- DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak, “Liç yığınında kayıp işçiler değil altın aranıyor.” dedi. 24 Mayıs 2024- 5 işçinin hala siyanürlü toprak altında olduğu İliç’te bilirkişiler ikinci kez rapor hazırladı. Raporda üst düzey şirket yöneticilerinin de yer aldığı 13 ismin asli kusurlu olduğuna karar verildi. Ayrıca madene ilişkin ÇED olumlu kararı veren kişilerin de asli kusurlu olduğu ifade edildi. 27 Mayıs 2024- Anagold Madencilik’e ait altın madeninde ikinci kez bir kayma meydana geldi. Toprak kayması 13 Şubat’ta yaşanan liç sahasıyla aynı yerde, taşıma işlemi yapılırken yaşandı. 4 Haziran 2024- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Erzincan İliç’te yaşanan heyelan sonrası toprak altında kalan işçilerden birinin daha bedenine ulaşıldığını söyledi. 5 Haziran 2024- TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’da konuşan Anagold temsilcileri, tutuklu jeoradar mühendisi A.R.K’yi ‘erken uyarı sistemini devre dışı bıraktığını’ iddia ederek suçladı. 6 Haziran 2024- Maden faciasından 4 ay sonra üç işçinin daha cansız bedenine ulaşıldı. Bulunan işçilerin Abdurrahman Şahin ve Hüseyin Kara olduğu belirtildi. 8 Haziran 2024- Liç kayması sonucu toprak altında kalan son işçinin cansız bedenine 116 gün sonra ulaşıldı. 28 Haziran 2024- Türk Tabipleri Birliği’nin maden faciası ile ilgili hazırladığı rapor yayımlandı. Raporda “İliç Çöpler Altın Madeni’nin kapatılması ve ruhsatının iptal edilmesi başta olmak üzere ülkemizde siyanürlü altın madenciliği yasaklanmalı, bundan sonra her türlü üretim ve tüketim ilişkileri doğayla uyumlu ve sömürüden uzak olmalıdır” denildi.

İnsan hobisi sınırsız bir hak mı?: Güvercinler yaşayamıyor

Kuş ticareti özellikle güvercin ticareti ülkemizde neredeyse yasallaşmış durumda. Uzmanlar ve aktivistler güvercinler özelindeki sömürü ve baskının ortadan kalkabilmesi için ticaretin yasaklanması gerektiğini belirtiyorlar. Güvercin, insanın evcilleştirdiği ilk kuş olma özelliğini korurken aynı zamanda şehir kuşlarının başında geliyor. Dünya üzerinde 400 milyon civarında ve 300 türde güvercin olduğu düşünülüyor. İnsanlarla birlikte bu kuşlar da şehirlerde ortak yaşamın bir bileşeni durumundalar. Güvercinler ekosistemin ve geçmişten bu yana toplum yaşamının önemli bir gerçeğiyken günümüzde sadece yarış ve ticaret için doğal alanlarından ve yaşam haklarından alıkonuluyorlar. ALTAY: ‘ÜLKEDE CİDDİ BİR KUŞ BORSASI OLUŞMUŞ DURUMDA’ Doğanın Çocukları üyesi Ahmet Caner Altay, “Güvercin ticareti ne yazık ki dünyanın her yerinde kültürel bir değer, spor, tutku olarak görülüyor ve yetkililer dahil birçok ülkede teşvik ediliyor.” diyerek güvercin yarışı ve ticaretine dikkat çekiyor. Altay güvercin ticareti ve yarışına dair şu bilgileri veriyor, “Kuş ihaleleri yurdun her yanında yapılıyor. Kahvehane, dernek, mezat ve online platformlarda. Kuş tellalları kuş satışlarından belirledikleri miktarda pay da alıyor. Yarış güvercinleri de uluslararası düzeyde yarışmalarda kullanılıyor. Türkiye Güvercin Federasyonu bu yarışları düzenlemeye öncülük ediyor. Kuşlar kuşçu denilen adeta esir hayvan tacirliği yapan insanların elinde yaşamlarından oluyorlar. Güvercinler kümese, kafese alıştırılsın diye kanatları koparılıyor, bantlanıyor veya kesiliyor. Yarışa hazırlanmaları için 15- 45 gün sistematik işkence uygulanıyor. Güvercin yarışlarını gelinen nokta itibariyle sadece hobi, spor ve rekabet açısından değil aynı zamanda yerel ekonomilerin de bir parçası olan hatta büyük yarış ve pazarlarla turistleri de çeken büyük ödüller ve prestijli unvanlar sunan bir iktisadi-politik rasyonel olarak değerlendirmeliyiz.” USLU: ‘İNSANLAR GÜVERCİNLERE HOBİLERİ İÇİN EZİYET EDİYOR’ Simurg Kuş Yuvası Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alaz Uslu güvercinlerin çoğu zaman görüntüleri, uçuş performansları gibi özellikleri sebebiyle hobi olarak beslendirildiğini belirtiyor. “Özellikle taklacı güvercinlerin genetik rahatsızlığı sebebiyle uçuş düzeninde meydana gelen bir aksaklık oyun olarak güzelleştiriliyor.” diyen Uslu şu bilgileri paylaşıyor, “Taklacı güvercinlerin gün içerisinde belli sürelerde serbest bırakılarak sahiplerinin keyfine hizmet ettirilmesi başlı başlına istismar. İnsan bakımına muhtaç olan bu kuşların maalesef doğada hayatta kalma şansları sıfır, hayatta kalanlar ise elden ele ticaret öznesi olarak hayatlarını tamamlıyorlar. Yine beyaz güvercin salımı olayının organizasyon şirketlerinden siyasi parti yöneticilerine kadar kullanımının yasaklanması gerekiyor. Bu kuşlar ise özellikle nikâh törenlerinde, siyasi partilerin etkinliklerinde, Avrupa’da dini etkinliklerde doğaya salınıyorlar. Bu güvercinler maalesef bir yaban hayatı parametresi değiller ve salındıktan kısa bir zaman sonra kargaların, martıların, yırtıcı kuşların, kedilerin avı oluyorlar. Bunun en çarpıcı örneğini Papa Fransuva’nın San Pietro Meydanı’nda saldığı güvercinlerin saldırıya uğramasında görmüştük.” ‘CANLI HAYVAN TİCARETİNİN YASAKLANMASI GEREKİYOR’ “Simurg Kuş Yuvası Derneği olarak yıllardır süren canlı kuş ticaretinin yasaklanması konusunda çaba sarf ediyoruz ama karar vericiler bu konuya kulaklarını tıkamış durumda.” diyen Uslu son olarak şunları ekliyor, “Canlı hayvan ticareti kapsamında bu hayvanların ticaretinin yasaklanması ve yasakları takiben caydırıcı cezaların uygulanması gerekiyor. Kuşların hakettiği yaşam standartlarına ulaşıp sömürülmeden yaşamlarına devam edebilmesi için insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Bir canlının sorumluluğu ona paha biçilen maddi tutarın finanse edilebilmesi demek değildir. İlk başta ticaretin yasaklanması gerekiyor. Hali hazırda satılmak üzere sergilenen ya da bir şekilde evlerde bakılan kuşların hiçbir yerde bir kaydı, belgesi de yok. Herhangi bir sağlık taramasından da geçmiyorlar. Trajikomiktir biz şu aralar katliam yasasının çekilmesini konuşuyoruz. Konunun kuşlara gelmesine kaç yıl var bilinmez. Sadece güvercin değil yüzlerce egzotik kuş türü maalesef sömürü ve istismar öznesi olarak hayatlarına devam ediyor.” DERSİM/Duygu KIT

Diyarbakır-Mardin sınırındaki yangının itfaiye raporu: Yangın elektrik tellerinden çıkmış

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Çınar ve Mazıdağı ilçeleri arasında çıkan yangına ilişkin bölgede başlattığı incelemeler sonucunda olay yeri raporunu tamamladı. Rapora göre, yangının elektrik tellerinden çıktığı kanaatine varıldı.  Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Çınar ve Mazıdağı ilçeleri arasında çıkan yangına ilişkin bölgede başlattığı incelemeler sonucunda olay yeri raporunu tamamladı. Rapora göre yangının elektrik tellerinden çıktığı kanaatine varıldı. Hasar Tespit Komisyonu Köksalan Mahallesi’nde yürüttüğü kapsamlı incelemeler sonucunda yangının elektrik direğinden çıkan kıvılcımların ekinlerin üzerine düşmesi ile başladığı kanısına vardı. İtfaiye Daire Başkanlığı’nın hazırladığı olay yeri inceleme raporu Cumhuriyet Başsavcılığı ile de paylaşılacak. PİRHA

Sohbeti Aç
Sizi Dinliyoruz
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?